Fenerbahçe Doğuş, Ünvanı Korumak İçin Belgrad'da.

Temsilcimiz Fenerbahçe Doğuş, Belgrad’daki EuroLeague Final Four’una “son şampiyon” apoleti ile katılacak. Normal sezonu 30 maçta 21 galibiyetle ikinci sırada tamamlayan Sarı-Lacivertliler, play-off turunda da Baskonia Vitoria-Gasteiz engelini 3-1 ile aşarak beklenildiği gibi son dört takım arasına adını yazdırdı. Peki Obradovic’in ekibi, ünvanını Belgrad’da koruyabilecek mi?

EuroLeague’de şampiyon ünvanını korumak, şampiyon olmaktan çok daha zor. 1987’ten itibaren oynanan modern formatında, üst üste iki sezon şampiyon olabilen sadece 3 takım var. 1989 ve 1990’da dönemin Yugoslav ekibi Jugoplastika, 2004 ve 2005 yıllarında İsrail ekibi Maccabi Tel Aviv, son olarak da 2012 ve 2013 yıllarında Yunan ekibi Olympiacos, bunu başarabilen üç takım oldular. Peki şampiyon kadrosundan iki önemli ismi geçtiğimiz yaz NBA’e giden Fenerbahçe Doğuş’un bunu başaran dördüncü takım olması mümkün mü ona biraz değinelim isterseniz.

Geçtiğimiz sezon İstanbul’daki Final Four’da MVP olan Ekpe Udoh’un Utah Jazz’e, sezonun en iyi beşine seçilen Bogdan Bogdanovic ise Sacramento Kings’e gidince, Fenerbahçe Doğuş için zorunlu bir yeniden yapılanma gerekti. Burada elbette ki o kalibrede isimler getirebilmek pek olası değildi ancak Fenerbahçe Doğuş, yine de Brad Wanamaker, Nicolo Melli, Marko Guduric ve Jason Thompson takviyeleri ile kadro kalitesini belli bir seviyenin üzerinde tutmayı başardı. Ayrıca bazı yan parçalar da eklenince, Obradovic’in elinde sakatlıklar harici 15 oyunculuk iyi bir rotasyon şekillendi. Sarı-Lacivertliler için transferlerden daha değerlisi ise Jan Vesely’nin takımda tutulmuş olması elbette. Udoh’un ayrılığı sonrası yine NBA ihtimali bulunan Vesely takımda kalmayı tercih ederken, ayrıca kariyerinin en parlak performanslarının tepesinde yer alacak işlere imza atarak EuroLeague’de yılın en iyi beşinde de kendisine yer buldu. Üst düzey atletizmi ile pota altında rakipleri için büyük bir tehdit oluşturan Çek Helikopteri, Final Four’da da Fenerbahçe Doğuş’un en büyük kozu olacak. Ancak onun kolay sinirlenmesi, rakipler için de onun “üzerine oynama” fırsatı sunuyor ve bu konuda mutlaka kendini frenleyebilmeli yıldız oyuncu. Çünkü her ne kadar Ahmet Düverioğlu ve Jason Thompson da iyi niyetli olarak parkede olduklarında mücadeleden geri adım atmasalar da, oyunun her iki yönü ele alındığında Vesely seviyesinde faydalar sağlaması pek mümkün değil bu oyuncuların hiç kuşku yok ki. Jan Vesely, bu sezon yakaladığı 12.9 sayı ve 5.2 ribaund ortalamaları ile temsilcimizin bu istatistiklerdeki en verimli oyuncusu oldu.

Bu sezon maç başına 81.6 sayı ortalaması tutturarak EuroLeague’in en skorer beşinci takımı olan Fenerbahçe Doğuş, oynadığı 34 maçta kendi potasında ortalama 76.1 sayı görerek en az sayı yiyen takım oldu. Ayrıca 100 hücum üzerinden hesaplanan hücum – savunma verimliliklerinde ise Sarı-Lacivertliler, 104.2 sayı üreterek CSKA’nın ardından EuroLeague’in en verimli hücum performansına imza atarken, savunmada ise 100 pozisyonda 96.7 sayı yiyerek yedinci oldu. Yani temsilcimiz adına toplamdaki savunma performansı ile 100 pozisyon üzerinden oluşan savunma verimliliği farkı, oyun temposunu kontrol edebilmek ile alakalı. Burada da guard rotasyonuna büyük iş düşüyor ki, özellikle Kostas Sloukas’ın performansı da şampiyonluk yolunda en büyük belirleyici olacak gibi görünüyor. Çünkü çok geniş bir rotasyona sahip olan Fenerbahçe Doğuş’ta bu dengeyi kurma yeteneği en çok Yunan guardın özellikleri arasında yer alıyor. Geniş rotasyondan bahsetmişken, bu anlamda Final Four’daki belki de en verimli takım da yine Fenerbahçe Doğuş. Bu açıdan da zaten mütevazı kadroya sahip olan Zalgiris Kaunas’ın çok önünde olmalarının yanında, kenar katkısı anlamında CSKA Moskova ve Real Madrid’in önüne koymak da yanlış olmayacaktır temsilcimizi.

Böylesi geniş bir rotasyonu her an göreve hazır tutabilmek de Zeljko Obradovic’in coaching meziyetleri arasında yer alıyor. Bu yapıda; aldığı süreyi beğenmeyen veya kullandığı top sayısını yeterli bulmayan isimlere yer vermiyor kurt hoca. Öte yandan ülkesindeki bu Final Four’da şampiyonluk hedefleyen Obradovic, eğer kazanırsa daha önce hiç gerçekleştiremediği art arda şampiyonluk başarısını elde etmesinin yanı sıra, antrenörlük kariyerindeki 10. EuroLeague şampiyonluğuna da imza atmış olacak. Sadece Final Four’daki ekiplerin değil, Avrupa’nın en iyi antrenörü olarak gösterilen Zoc, eski öğrencileri karşısında da Fenerbahçe Doğuş’un yine en büyük artısı olarak kenarda yer alacak. Genel olarak bakarsak da Fenerbahçe Doğuş, Final Four’daki ekipler içerisinde en dengeli kadronun sahibi olarak şampiyonluğa da en yakın takım olarak görünüyor. Ancak böylesi tek maçlı sistemlerde elbette ki günlük performanslar da belirleyici oluyor ama yine de elindeki malzemeyi en iyi kullanan teknik adam olan Zeljko Obradovic, oradaki en büyük taraftar desteğini de arkasına alarak “back to back” şampiyonluk için Fenerbahçe taraftarlarına büyük umutlar veriyor. Zalgiris Kaunas karşısında Kevin Pangos ve Paulius Jankunas odaklı yapıdaki kaliteli basketbolu düzen dışına çıkartmak, Fenerbahçe Doğuş adına final yolunda kilidin anahtarı da olacak. Elbette ki Jasikevicius’un ekibi, oynadığı doğru basketbol ile büyük saygıyı hak ediyor ancak kalite ve tecrübe farkına bakacak olursak, iki ekip arasında büyük farklar olduğu da muhakkak. Bu açıdan temsilcimiz için kupa ile taçlandıracağı bir Final Four beklentimiz de yüksek. Burada ünvanı korumak fazlasıyla zor ancak temsilcimiz adına yapılan bu değerlendirmeyi kendi adıma, efsane Rudy Tomjanovich’in meşhur sözü ile noktalıyorum: “Bir şampiyonun yüreğini asla hafife alma.”

Hürol Yöney: “Ortada son şampiyon etiketiyle Belgrad’a gelen bir takım var. Obradovic hakkında insanların en büyük yanılgılarından biri de otoriter ve sert görüntüsü nedeniyle direkt savunma tandanslı bir koç olarak yıllarca lanse edilmesi. Halbuki onun yaklaşımı bu klişe söylemler gibi yüzeysel değil. Bakınız takım etkinlik puanı açısından 16 takım arasında 4. sıradaki bir Fenerbahçe Doğuş var. Öte yandan rakiplerini de bu alanda en düşük ortalamada tutan yani ligin en iyi savunma takımlarından biri olan bir Fenerbahçe de görüyoruz. Yani hücum savunma arasındaki uzlaşı ve dengeyi Obradovic hangi sezon sağlamışsa, o yıl dörtlü final sularında rahatlıkla geziyor. Önümüzdeki 2 maçlık “do-or-die” döneminde de aynısını yapmaya ihtiyaçları var. Tabi bu makinenin bozulmaması için 2-3 dişlinin aksamaması şart. Sloukas ve Wanamaker’ın zaman zaman yanlış birebir tercihleri ve Vesely’nin rakibe uyup kolay faul problemine girmesi bir anda aksaklıklara yol açabiliyor. Hücumunu ve savunmasını birbiriyle direkt bağlantılı gerçekleştiren Fenerbahçe bundan kopmadığı zaman şanslı olacaktır.”

Hazal Coşkun: “Fenerbahçe Doğuş, 4. kez üst üste olmak üzere, son şampiyon apoleti ile bir kez daha Final-Four'da. Bunu başarmak kadar, bu seviyede kalıcı olmak da önemli. Temsilcimiz, çok tecrübeli bir koç ve kaliteli bir ekibe sahip. Ekpe Udoh, Bogdan Bogdanovic ve Pero Antic gibi 3 önemli oyuncu takımdan ayrılmış olsa da, bu sezon gelen oyuncular takıma alışmakta zorluk çekmedi ve yine iyi bir kimya yakalandı. Hem Zalgiris Kaunas hem de finalde karşılaşacakları rakip, son şampiyona karşı oynamanın etkisiyle mutlaka Fenerbahçe'ye karşı ekstra motivasyon ile oynayacaktır fakat Fenerbahçe'nin de tecrübesi burada çok önemli ve kilit nokta olacak. Artık çok büyük hikâyelere sahip olan sezonun ödülünü alabilmek için son iki maç ve temsilcimizin en üst seviyede performans sergileyeceği şüphe götürmez. Bu şekilde de ritim bulan ve kendi oyununu oynayan Fenerbahçe Doğuş'un hücum anlamında durdurulması neredeyse imkânsız. Savunmada da zaten EuroLeague'in en iyi ekiplerinden biri olarak, derin rotasyonun da etkisi ile enerjisini 40 dakika boyunca sahaya yansıtabilen Sarı-Lacivertliler, şampiyonluk için en önemli aday olarak görünüyor."




Ferhat Yeşiltaş