Analiz: Fenerbahçe
Fenerbahçe, yeni sezona yine tüm kulvarlarda şampiyonluk parolasıyla başlıyor.
4 senedir arka arkaya Final Four oynayan Fenerbahçe, son 3 sezon özelinde Avrupa’nın en başarılı takımı. Fenerbahçe’nin bu süreçteki başarısını en iyi anlatan kelime istikrar. Adam değişme üzerine kurulu savunma stratejisi sayesinde son 3 sezonun genelinde Olympiacos ile birlikte Avrupa’nın en iyi savunma takımı olan Fenerbahçe, her zaman pozisyonuna göre fizikli oyuncular kullanarak rakiplerine üstünlük sağlamayı başardı. Peki Fenerbahçe, son yıllarda Avrupa basketbolunda kurduğu bu hakimiyeti sürdürebilecek mi?
Transfer Dönemi:
Gelenler: Tyler Ennis, Joffrey Lauvergne
Gidenler: Brad Wanamaker, James Nunnally, Jason Thompson
Fenerbahçe için yaz ayları beklenildiği gibi geçti. Sezon genelinde beklentilerin bir hayli altında kalan Jason Thompson ve Final Four’da sahada fazla kalamayan ve skor üretemeyen James Nunnally’nin takımdan ayrılması zaten bekleniyordu. Her ne kadar Brad Wanamaker ile yola devam edileceği düşünülse bile Wanamaker’ın Barcelona başta olmak üzere hem EuroLeague hem de NBA’den talipleri olduğu belirtiliyordu. Doğu Konferansı’nın en iyi takımı olarak gösterilen Boston Celtics’ten garanti kontrat teklifi alan Brad Wanamaker, son dönemin gözde koçu Brad Stevens ile birlikte NBA’de boy gösterme şansını geri çevirmedi. Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi final serisinin En Değerli Oyuncusu seçilen Brad Wanamaker, geçen sezon Fenerbahçe’nin ulaştığı başarılarda önemli bir paya sahipti. James Nunnally’nin geçen sezon EuroLeague’in en yüzdeli üçlük atan oyuncusu olduğunu ve özellikle normal sezonda çok önemli performanslar sergilediğini vurgulamak gerek.
Fenerbahçe, son yıllarda birçok transferde olduğu gibi yine Maurizio Gherardini’nin dehasına güvendi. Daha önce Maurizio Gherardini’nin Kanada Milli Takımı’nda beraber çalışma imkanı bulduğu 24 yaşındaki Tyler Ennis, NBA’de serbest oyuncu statüsüne düşünce Fenerbahçe hemen teklifini yaptı. Henüz NBA dışında profesyonel olarak forma giymemiş olan Tyler Ennis, Fenerbahçe’ye transferi sürecinde Maurizio Gherardini’nin buradaki varlığının çok önemli olduğunu ısrarla vurguladı. Saha içindeki Tyler Ennis’e geçmeden önce, mental anlamda nasıl bir Tyler Ennis göreceğimizi incelememiz lazım.
NBA Yaz Ligi dönemi, Fenerbahçe için yıllardır yoğun geçiyor. Obradovic’in kıdemli yardımcılarından Erdem Can, 4 sezondur NBA Yaz Ligi’nde görev yapıyor. Bu süreçte Fenerbahçe Genel Menajeri Maurizio Gherardini de bazı konferanslara katılmak ve ilişkilerini güçlendirmek için NBA Yaz Ligi’nde vakit geçiriyor. İşte bu NBA Yaz Ligi sürecinde Erdem Can ve Maurizio Gherardini, Fenerbahçe’ye transfer etmeyi düşündükleri oyuncularla görüşme yapma imkanı buluyor ve burada onları nasıl bir ortamın beklediğini anlatıyor. Erdem Can, katıldığı bir podcastte Fenerbahçe’ye transfer etmeyi düşündükleri NBA patentli oyunculara, Fenerbahçe için her maçın çok önemli olduğunu ve onları burada nasıl bir mental sınavın beklediğini anlattıklarını söyledi. Yani sözün özü, ağabeyi Dylan da Avrupa’da forma giyen Tyler Ennis, Fenerbahçe’de nasıl bir ortamla ve ne tarz beklentilerle karşılaşacağını gayet iyi biliyor. Bu konuda Tyler Ennis’in, Fenerbahçe öncesi Avrupa tecrübesi bulunmayan Anthony Bennett ve Jason Thompson’dan çok ayrı bir noktada olduğunu düşünüyorum.
Saha içine gelecek olursak Tyler Ennis, Avrupa basketboluna kolaylıkla uyum sağlayabilecek bir oyun tarzına sahip. İkili oyun oynamayı, takım arkadaşlarını oyuna dahil etmeyi seviyor. Özellikle hazırlık döneminde, Brad Wanamaker’ın takımdan ayrılmasından sonra Fenerbahçe’nin en çok güç kaybettiği penetre konusuna derman olmaya çalıştı Tyler Ennis. Hücumda tembellik yapmayan Tyler Ennis, zaman zaman faydasız sonuçlar doğursa bile sürekli boyalı alanı zorladı. Kendi fiziğindeki oyunculara karşı Avrupa’da savunmada sıkıntı yaşamayacağının ve hücumda takım arkadaşlarını oyuna sokabileceğini sinyallerini veren Tyler Ennis’in, sadece Avrupa basketbolunu tanımak için biraz zamanı ihtiyacı var. Ancak Ennis konusundaki en büyük soru işareti, dış atış istikrarı. NBA kariyerinde yaklaşık 200 maça çıkan Tyler Ennis, bu maçlarda %31.7’lik isabet oranıyla sadece 66 tane üçlük isabeti bulabildi. Tyler Ennis, üçlük yüzdesini en az %35 civarına çekmeli. Yoksa özellikle rakip savunmalar onun şutunu riske ederek Fenerbahçe’nin boyalı alandaki etkinliğini bir nebze kısıtlayabilir.
Joffrey Lauvergne transferi için söylenecek çok şey yok. Yolu bir dönem Partizan ya da Kızıl Yıldız’dan geçen oyuncuların uğrak noktası oldu Fenerbahçe son yıllarda. Obradovic ile çalışmak, finansal anlamında sıkıntı yaşamayan ve tutkulu taraftar kitlesine bir takımda oynamak, çoğu Avrupalı oyuncu için cazip bir seçenek. Tüm bunları tartan Joffrey Lauvergne, NBA’den kontrat beklemek yerine Fenerbahçe’ye gelmeyi tercih etti. Çok iyi bir hücumcu ve ribaundcu olan Joffrey Lauvergne, geçen sezon Fenerbahçe’nin Jason Thompson’dan beklediği her şeyi kolaylıkla yapabilir. Üstelik Lauvergne, Avrupa’nın en iyi 5-6 uzunundan biri olduğu için, Vesely ve Melli’nin fazla dominant olmadığı bazı noktalarda Fenerbahçe’yi başka bir boyuta taşıyabilir.
Kadro Yapısı:
PG: Kostas Sloukas – Tyler Ennis – Bobby Dixon
SG: Marko Guduric – Melih Mahmutoğlu – Sinan Güler
SF: Gigi Datome – Nikola Kalinic – Egehan Arna
PF: Jan Vesely – Nicolo Melli – Barış Hersek-Ergi Tırpancı
C: Joffrey Lauvergne – Ahmet Düverioğlu – Ahmet Can Duran
Birçok insan, Fenerbahçe kadrosuna bakınca özellikle kısa rotasyonunu sorgulamaya başlıyor. Uzunlar konusunda tartışmasız Avrupa’nın en dominant takımı olan Fenerbahçe, guard rotasyonunda birçok soru işaretini barındırıyor. Sezon içinde 36 yaşına girecek olan Bobby Dixon, Avrupa tecrübesi bulunmayan Tyler Ennis, dönem dönem çok istikrarsız performanslar sergileyen Kostas Sloukas, artık patlama yapması beklenen 23 yaşındaki Sırp skorer Marko Guduric ve geçen sezon EuroLeague’de süre bulmakta çok zorlanan Melih Mahmutoğlu/Sinan Güler ikilisi var Fenerbahçe’nin kısa rotasyonunda.
Sloukas, hazırlık kampında takıma katıldıktan sonra iyi bir görüntü çizdi. Bu sezon liderlik rolüne tamamen soyunması beklenen Kostas Sloukas, hazırlık döneminde bu konuda iyi sinyaller verdi. Dixon’ın Avrupa’nın en tecrübeli oyuncularından biri olması, onun vücudunu hangi noktada nasıl kullanacağını çok iyi bilmesini sağlıyor. Kısa rotasyonundaki en büyük bilinmezlikler ise Ennis’in adaptasyon sürecini tam olarak ne zaman atlatacağı ve Guduric’in kendisinden beklenen patlamayı yapıp/yapamayacağı. Kısa rotasyonu her ne kadar soru işareti içerse bile Zeljko Obradovic, her zaman bir çözüm bulur ve kesin olan tek şey; Obradovic’in bu sezon oluşabilecek bazı aksaklıklara karşı yine çözüm bulacak olması.
Forvet ve uzun rotasyonu hakkında herhangi bir endişe duymaya gerek yok. Sadece 3-4-5 rotasyonu baz alındığında, Avrupa’nın en iyi takımı açık ara Fenerbahçe. Bu pozisyondaki oyuncuların birçoğu; birden farklı pozisyonda görev yapabiliyor, aynı pozisyondaki rakiplerine göre kalıplı kalıyor, Fenerbahçe’nin üç yıldır etkili biçimde sürdürdüğü adam değişme temelli savunmaya ayak uydurabiliyor ve hücumda kendilerinden bekleneni karşılayabiliyor. Avrupa’nın en iyi 6-7 uzundan 3’üne sahip olan (Vesely, Melli, Lauvergne) Fenerbahçe, bunların yanı sıra geçen sezon Final Four’da ilk beş başlamış ve katkı vermiş Ahmet Düverioğlu gibi önemli bir oyuncuya daha sahip. Fenerbahçe’nin uzun rotasyonu EuroLeague ortalamasının çok üstünde.
Güçlü Yönler:
Fenerbahçe’nin en güçlü yanı, kuşkusuz teknik ekibi. Avrupa basketbol tarihinin en büyük koçu, hala Fenerbahçe’nin benchinde görev yapıyor. Ayrıca takımın büyük bölümünün yıllardır burada beraber oynuyor olması, Fenerbahçe kadrosu ve teknik ekibindeki herkesin işini kolaylaştırıyor. Fenerbahçe, bu sezon Amerika’yı yeniden keşfetmeyecek. Son 3 yıllık süreçteki istikrarlı başarının temeli olan düşük tempolu ancak topu iyi paylaşarak sürekli doğruyu arayan hücum stratejisi ve dönem dönem rakipleri ciddi anlamda boğan adam değişmeli savunma stratejisi devam edecek. Zaten yeni gelen oyuncular, bu sisteme direkt olarak adapte olabilecek tarzda oyuncular. Panathinaikos’a karşı oynanan hazırlık maçında Obradovic, 2 uzunun yanında Datome ve Kalinic’i oynattı. Bunu sezon içinde sık sık görebiliriz. Özellikle maç sayısının 80’lere dayandığı Avrupa’da, sahada fiziksel olarak rakipten üstün olmak, takımınızın uzun vadede çok daha diri kalmasını sağlıyor. Fenerbahçe, EuroLeague dahil olmak üzere bu sezon oynayacağı birçok maçta rakiplerine fiziksel olarak ağır basacak ve sezon ilerledikçe rakiplerine göre çok daha az yıpranmış olacak. Az yıpranmak, EuroLeague’in yeni sisteminin de etkisiyle Avrupa basketbolunun en önemli noktalarından biri haline geldi ve Fenerbahçe’nin eli bu konuda çok kuvvetli.
Zayıf Yönler:
Zadar Kupası finalindeki CSKA Moskova ve Pavlos Giannakapoulos turnuvasının finalindeki Panathinaikos maçlarında Fenerbahçe, savunma ribaundlarında büyük sıkıntı yaşadı. Son yıllarda adam değişme stratejisi üstüne bir savunma inşa eden ve bu sayede Olympiacos ile birlikte Avrupa’nın en iyi savunma takımına dönüşen Fenerbahçe, savunma ribaundlarında geçen sezon da sorun yaşamıştı. Fenerbahçe, geçen sezon savunma ribaundu ortalaması konusunda 16 takımlı EuroLeague'de 13. sıradaydı. Özellikle uzunların, rakip kısaların karşısında kaldığı anlarda bu ribaund sorunu derinden hissediliyordu. Savunma ribaundu sorununun bu sezon tamamen ortadan kalkacağını düşünmek, hayalcilik olur. Adam değişme temelli savunmanın belki de en önemli zayıf karnı savunma ribaundları. Hazırlık maçlarında da bunun sıkıntısı göze çarptı. Ancak Obradovic, bu konuda oldukça talepkar bir görüntü sergiledi ve oyuncularının ribaundlarda daha iyi boxout yapmalarını söyledi. Özellikle Kalinic sezon boyunca sağlıklı kalabilirse, Fenerbahçe’nin savunma ribaundu konusundaki sıkıntısının azalabileceğini düşünüyorum. Uzun oyuncular, rakip kısaların karşısındayken, Kalinic boyalı alanda ribaundlar için daha agresif bir görüntü çizecektir. Kalinic’in geçen sezon başı hazırlık kampını kaçırdığını ve sezon içinde sakatlıklarla boğuştuğunu hatırlatmakta fayda var.
Kısa rotasyonundaki soru işaretlerinden yukarıda bahsetmiştik. Onlara yeniden değinmeye gerek yok. Ancak kısa rotasyonunda oluşabilecek en önemli sorun, dış şutlarda karşımıza çıkabilir. Geçen sezon EuroLeague’de maç başına 2.86 tane üçlük deneyen ve %55.42 gibi inanılması güç bir yüzdeyle bu atışların 1.59 tanesinde isabet bulan James Nunnally, kariyerine NBA’de Minnesota Timberwolves formasıyla devam edecek. Nunnally yerine Fenerbahçe kadrosuna şutör takviyesi yapılmadı. Kadroya yeni katılan Tyler Ennis’in 186 NBA maçında sadece 66 tane üçlük isabeti bulduğunu vurgulamak gerek. Yıllardır iç-dış dengesini çok iyi kuran ve böylece düşük tempoda kusursuza yakın hücum eden Fenerbahçe, bu sezon dış atışlarda sıkıntı yaşayabilir. Yaşanabilecek bu olası sıkıntı, takımın boyalı alandaki dominantlığını direkt etki yapma potansiyeline sahip. Ancak Lauvergne’in son dönemde dış atışlarını geliştirdiğini ve koçun istemesi halinde dış şut kullanabileceğini unutmamak lazım. Dixon, Datome ve Melli’nin dış atışlarda yine belli bir istikrarı yakalayacağını düşünürsek, Sloukas/Guduric/Kalinic üçlüsünün şut istikrarı Fenerbahçe için son derece belirleyici olacak.
En İyi Senaryo:
Sloukas istikrarlı bir lidere dönüşür, Ennis adaptasyon dönemini hızlı tamamlar, Marko Guduric beklenen patlamayı yapar, Melih/Sinan ikilisinden en az biri EuroLeague’de istikrarlı katkı vermeye başlar ve takım sağlıklı kalır. Olabilecek en iyi senaryo bu. Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde Fenerbahçe, 2016/2017 sezonunda yaptığı Türkiye Basketbol Süper Ligi/Turkish Airlines EuroLeague dublesini muhtemelen yeniden yapar.
En Kötü Senaryo:
Yukarıda bahsettiğim diri kalma faktörü ve EuroLeague’in en iyi teknik ekibine sahip olma faktörü sayesinde Fenerbahçe’nin en kötü senaryoda bile EuroLeague’de yine Final Four’a kalacağını düşünüyorum. Olası en kötü senaryoda kısa rotasyonundaki soru işaretleri giderilemez, uzun sezon sebebiyle bazı sakatlıklar yaşanır ve takımın mental seviyesi aşağıya iner. Bu kötü senaryoda EuroLeague şampiyonluğu yine Fenerbahçe’nin ellerinden kayar ve ligde kıran kırana bir şampiyonluk mücadelesi yaşanır.
Fotoğraflar: Fenerbahçe Resmi Sitesi
Transfer Dönemi:
Gelenler: Tyler Ennis, Joffrey Lauvergne
Gidenler: Brad Wanamaker, James Nunnally, Jason Thompson
Fenerbahçe için yaz ayları beklenildiği gibi geçti. Sezon genelinde beklentilerin bir hayli altında kalan Jason Thompson ve Final Four’da sahada fazla kalamayan ve skor üretemeyen James Nunnally’nin takımdan ayrılması zaten bekleniyordu. Her ne kadar Brad Wanamaker ile yola devam edileceği düşünülse bile Wanamaker’ın Barcelona başta olmak üzere hem EuroLeague hem de NBA’den talipleri olduğu belirtiliyordu. Doğu Konferansı’nın en iyi takımı olarak gösterilen Boston Celtics’ten garanti kontrat teklifi alan Brad Wanamaker, son dönemin gözde koçu Brad Stevens ile birlikte NBA’de boy gösterme şansını geri çevirmedi. Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi final serisinin En Değerli Oyuncusu seçilen Brad Wanamaker, geçen sezon Fenerbahçe’nin ulaştığı başarılarda önemli bir paya sahipti. James Nunnally’nin geçen sezon EuroLeague’in en yüzdeli üçlük atan oyuncusu olduğunu ve özellikle normal sezonda çok önemli performanslar sergilediğini vurgulamak gerek.
Fenerbahçe, son yıllarda birçok transferde olduğu gibi yine Maurizio Gherardini’nin dehasına güvendi. Daha önce Maurizio Gherardini’nin Kanada Milli Takımı’nda beraber çalışma imkanı bulduğu 24 yaşındaki Tyler Ennis, NBA’de serbest oyuncu statüsüne düşünce Fenerbahçe hemen teklifini yaptı. Henüz NBA dışında profesyonel olarak forma giymemiş olan Tyler Ennis, Fenerbahçe’ye transferi sürecinde Maurizio Gherardini’nin buradaki varlığının çok önemli olduğunu ısrarla vurguladı. Saha içindeki Tyler Ennis’e geçmeden önce, mental anlamda nasıl bir Tyler Ennis göreceğimizi incelememiz lazım.
NBA Yaz Ligi dönemi, Fenerbahçe için yıllardır yoğun geçiyor. Obradovic’in kıdemli yardımcılarından Erdem Can, 4 sezondur NBA Yaz Ligi’nde görev yapıyor. Bu süreçte Fenerbahçe Genel Menajeri Maurizio Gherardini de bazı konferanslara katılmak ve ilişkilerini güçlendirmek için NBA Yaz Ligi’nde vakit geçiriyor. İşte bu NBA Yaz Ligi sürecinde Erdem Can ve Maurizio Gherardini, Fenerbahçe’ye transfer etmeyi düşündükleri oyuncularla görüşme yapma imkanı buluyor ve burada onları nasıl bir ortamın beklediğini anlatıyor. Erdem Can, katıldığı bir podcastte Fenerbahçe’ye transfer etmeyi düşündükleri NBA patentli oyunculara, Fenerbahçe için her maçın çok önemli olduğunu ve onları burada nasıl bir mental sınavın beklediğini anlattıklarını söyledi. Yani sözün özü, ağabeyi Dylan da Avrupa’da forma giyen Tyler Ennis, Fenerbahçe’de nasıl bir ortamla ve ne tarz beklentilerle karşılaşacağını gayet iyi biliyor. Bu konuda Tyler Ennis’in, Fenerbahçe öncesi Avrupa tecrübesi bulunmayan Anthony Bennett ve Jason Thompson’dan çok ayrı bir noktada olduğunu düşünüyorum.
Saha içine gelecek olursak Tyler Ennis, Avrupa basketboluna kolaylıkla uyum sağlayabilecek bir oyun tarzına sahip. İkili oyun oynamayı, takım arkadaşlarını oyuna dahil etmeyi seviyor. Özellikle hazırlık döneminde, Brad Wanamaker’ın takımdan ayrılmasından sonra Fenerbahçe’nin en çok güç kaybettiği penetre konusuna derman olmaya çalıştı Tyler Ennis. Hücumda tembellik yapmayan Tyler Ennis, zaman zaman faydasız sonuçlar doğursa bile sürekli boyalı alanı zorladı. Kendi fiziğindeki oyunculara karşı Avrupa’da savunmada sıkıntı yaşamayacağının ve hücumda takım arkadaşlarını oyuna sokabileceğini sinyallerini veren Tyler Ennis’in, sadece Avrupa basketbolunu tanımak için biraz zamanı ihtiyacı var. Ancak Ennis konusundaki en büyük soru işareti, dış atış istikrarı. NBA kariyerinde yaklaşık 200 maça çıkan Tyler Ennis, bu maçlarda %31.7’lik isabet oranıyla sadece 66 tane üçlük isabeti bulabildi. Tyler Ennis, üçlük yüzdesini en az %35 civarına çekmeli. Yoksa özellikle rakip savunmalar onun şutunu riske ederek Fenerbahçe’nin boyalı alandaki etkinliğini bir nebze kısıtlayabilir.
Joffrey Lauvergne transferi için söylenecek çok şey yok. Yolu bir dönem Partizan ya da Kızıl Yıldız’dan geçen oyuncuların uğrak noktası oldu Fenerbahçe son yıllarda. Obradovic ile çalışmak, finansal anlamında sıkıntı yaşamayan ve tutkulu taraftar kitlesine bir takımda oynamak, çoğu Avrupalı oyuncu için cazip bir seçenek. Tüm bunları tartan Joffrey Lauvergne, NBA’den kontrat beklemek yerine Fenerbahçe’ye gelmeyi tercih etti. Çok iyi bir hücumcu ve ribaundcu olan Joffrey Lauvergne, geçen sezon Fenerbahçe’nin Jason Thompson’dan beklediği her şeyi kolaylıkla yapabilir. Üstelik Lauvergne, Avrupa’nın en iyi 5-6 uzunundan biri olduğu için, Vesely ve Melli’nin fazla dominant olmadığı bazı noktalarda Fenerbahçe’yi başka bir boyuta taşıyabilir.
Kadro Yapısı:
PG: Kostas Sloukas – Tyler Ennis – Bobby Dixon
SG: Marko Guduric – Melih Mahmutoğlu – Sinan Güler
SF: Gigi Datome – Nikola Kalinic – Egehan Arna
PF: Jan Vesely – Nicolo Melli – Barış Hersek-Ergi Tırpancı
C: Joffrey Lauvergne – Ahmet Düverioğlu – Ahmet Can Duran
Birçok insan, Fenerbahçe kadrosuna bakınca özellikle kısa rotasyonunu sorgulamaya başlıyor. Uzunlar konusunda tartışmasız Avrupa’nın en dominant takımı olan Fenerbahçe, guard rotasyonunda birçok soru işaretini barındırıyor. Sezon içinde 36 yaşına girecek olan Bobby Dixon, Avrupa tecrübesi bulunmayan Tyler Ennis, dönem dönem çok istikrarsız performanslar sergileyen Kostas Sloukas, artık patlama yapması beklenen 23 yaşındaki Sırp skorer Marko Guduric ve geçen sezon EuroLeague’de süre bulmakta çok zorlanan Melih Mahmutoğlu/Sinan Güler ikilisi var Fenerbahçe’nin kısa rotasyonunda.
Sloukas, hazırlık kampında takıma katıldıktan sonra iyi bir görüntü çizdi. Bu sezon liderlik rolüne tamamen soyunması beklenen Kostas Sloukas, hazırlık döneminde bu konuda iyi sinyaller verdi. Dixon’ın Avrupa’nın en tecrübeli oyuncularından biri olması, onun vücudunu hangi noktada nasıl kullanacağını çok iyi bilmesini sağlıyor. Kısa rotasyonundaki en büyük bilinmezlikler ise Ennis’in adaptasyon sürecini tam olarak ne zaman atlatacağı ve Guduric’in kendisinden beklenen patlamayı yapıp/yapamayacağı. Kısa rotasyonu her ne kadar soru işareti içerse bile Zeljko Obradovic, her zaman bir çözüm bulur ve kesin olan tek şey; Obradovic’in bu sezon oluşabilecek bazı aksaklıklara karşı yine çözüm bulacak olması.
Forvet ve uzun rotasyonu hakkında herhangi bir endişe duymaya gerek yok. Sadece 3-4-5 rotasyonu baz alındığında, Avrupa’nın en iyi takımı açık ara Fenerbahçe. Bu pozisyondaki oyuncuların birçoğu; birden farklı pozisyonda görev yapabiliyor, aynı pozisyondaki rakiplerine göre kalıplı kalıyor, Fenerbahçe’nin üç yıldır etkili biçimde sürdürdüğü adam değişme temelli savunmaya ayak uydurabiliyor ve hücumda kendilerinden bekleneni karşılayabiliyor. Avrupa’nın en iyi 6-7 uzundan 3’üne sahip olan (Vesely, Melli, Lauvergne) Fenerbahçe, bunların yanı sıra geçen sezon Final Four’da ilk beş başlamış ve katkı vermiş Ahmet Düverioğlu gibi önemli bir oyuncuya daha sahip. Fenerbahçe’nin uzun rotasyonu EuroLeague ortalamasının çok üstünde.
Güçlü Yönler:
Fenerbahçe’nin en güçlü yanı, kuşkusuz teknik ekibi. Avrupa basketbol tarihinin en büyük koçu, hala Fenerbahçe’nin benchinde görev yapıyor. Ayrıca takımın büyük bölümünün yıllardır burada beraber oynuyor olması, Fenerbahçe kadrosu ve teknik ekibindeki herkesin işini kolaylaştırıyor. Fenerbahçe, bu sezon Amerika’yı yeniden keşfetmeyecek. Son 3 yıllık süreçteki istikrarlı başarının temeli olan düşük tempolu ancak topu iyi paylaşarak sürekli doğruyu arayan hücum stratejisi ve dönem dönem rakipleri ciddi anlamda boğan adam değişmeli savunma stratejisi devam edecek. Zaten yeni gelen oyuncular, bu sisteme direkt olarak adapte olabilecek tarzda oyuncular. Panathinaikos’a karşı oynanan hazırlık maçında Obradovic, 2 uzunun yanında Datome ve Kalinic’i oynattı. Bunu sezon içinde sık sık görebiliriz. Özellikle maç sayısının 80’lere dayandığı Avrupa’da, sahada fiziksel olarak rakipten üstün olmak, takımınızın uzun vadede çok daha diri kalmasını sağlıyor. Fenerbahçe, EuroLeague dahil olmak üzere bu sezon oynayacağı birçok maçta rakiplerine fiziksel olarak ağır basacak ve sezon ilerledikçe rakiplerine göre çok daha az yıpranmış olacak. Az yıpranmak, EuroLeague’in yeni sisteminin de etkisiyle Avrupa basketbolunun en önemli noktalarından biri haline geldi ve Fenerbahçe’nin eli bu konuda çok kuvvetli.
Zayıf Yönler:
Zadar Kupası finalindeki CSKA Moskova ve Pavlos Giannakapoulos turnuvasının finalindeki Panathinaikos maçlarında Fenerbahçe, savunma ribaundlarında büyük sıkıntı yaşadı. Son yıllarda adam değişme stratejisi üstüne bir savunma inşa eden ve bu sayede Olympiacos ile birlikte Avrupa’nın en iyi savunma takımına dönüşen Fenerbahçe, savunma ribaundlarında geçen sezon da sorun yaşamıştı. Fenerbahçe, geçen sezon savunma ribaundu ortalaması konusunda 16 takımlı EuroLeague'de 13. sıradaydı. Özellikle uzunların, rakip kısaların karşısında kaldığı anlarda bu ribaund sorunu derinden hissediliyordu. Savunma ribaundu sorununun bu sezon tamamen ortadan kalkacağını düşünmek, hayalcilik olur. Adam değişme temelli savunmanın belki de en önemli zayıf karnı savunma ribaundları. Hazırlık maçlarında da bunun sıkıntısı göze çarptı. Ancak Obradovic, bu konuda oldukça talepkar bir görüntü sergiledi ve oyuncularının ribaundlarda daha iyi boxout yapmalarını söyledi. Özellikle Kalinic sezon boyunca sağlıklı kalabilirse, Fenerbahçe’nin savunma ribaundu konusundaki sıkıntısının azalabileceğini düşünüyorum. Uzun oyuncular, rakip kısaların karşısındayken, Kalinic boyalı alanda ribaundlar için daha agresif bir görüntü çizecektir. Kalinic’in geçen sezon başı hazırlık kampını kaçırdığını ve sezon içinde sakatlıklarla boğuştuğunu hatırlatmakta fayda var.
Kısa rotasyonundaki soru işaretlerinden yukarıda bahsetmiştik. Onlara yeniden değinmeye gerek yok. Ancak kısa rotasyonunda oluşabilecek en önemli sorun, dış şutlarda karşımıza çıkabilir. Geçen sezon EuroLeague’de maç başına 2.86 tane üçlük deneyen ve %55.42 gibi inanılması güç bir yüzdeyle bu atışların 1.59 tanesinde isabet bulan James Nunnally, kariyerine NBA’de Minnesota Timberwolves formasıyla devam edecek. Nunnally yerine Fenerbahçe kadrosuna şutör takviyesi yapılmadı. Kadroya yeni katılan Tyler Ennis’in 186 NBA maçında sadece 66 tane üçlük isabeti bulduğunu vurgulamak gerek. Yıllardır iç-dış dengesini çok iyi kuran ve böylece düşük tempoda kusursuza yakın hücum eden Fenerbahçe, bu sezon dış atışlarda sıkıntı yaşayabilir. Yaşanabilecek bu olası sıkıntı, takımın boyalı alandaki dominantlığını direkt etki yapma potansiyeline sahip. Ancak Lauvergne’in son dönemde dış atışlarını geliştirdiğini ve koçun istemesi halinde dış şut kullanabileceğini unutmamak lazım. Dixon, Datome ve Melli’nin dış atışlarda yine belli bir istikrarı yakalayacağını düşünürsek, Sloukas/Guduric/Kalinic üçlüsünün şut istikrarı Fenerbahçe için son derece belirleyici olacak.
En İyi Senaryo:
Sloukas istikrarlı bir lidere dönüşür, Ennis adaptasyon dönemini hızlı tamamlar, Marko Guduric beklenen patlamayı yapar, Melih/Sinan ikilisinden en az biri EuroLeague’de istikrarlı katkı vermeye başlar ve takım sağlıklı kalır. Olabilecek en iyi senaryo bu. Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde Fenerbahçe, 2016/2017 sezonunda yaptığı Türkiye Basketbol Süper Ligi/Turkish Airlines EuroLeague dublesini muhtemelen yeniden yapar.
En Kötü Senaryo:
Yukarıda bahsettiğim diri kalma faktörü ve EuroLeague’in en iyi teknik ekibine sahip olma faktörü sayesinde Fenerbahçe’nin en kötü senaryoda bile EuroLeague’de yine Final Four’a kalacağını düşünüyorum. Olası en kötü senaryoda kısa rotasyonundaki soru işaretleri giderilemez, uzun sezon sebebiyle bazı sakatlıklar yaşanır ve takımın mental seviyesi aşağıya iner. Bu kötü senaryoda EuroLeague şampiyonluğu yine Fenerbahçe’nin ellerinden kayar ve ligde kıran kırana bir şampiyonluk mücadelesi yaşanır.
Fotoğraflar: Fenerbahçe Resmi Sitesi