Zeljko Obradovic: ''Partizan ile ilk Avrupa Kupası aldığımız 1992 yılından bu yana çok değiştim.''
Fenerbahçe Doğuş antrenörü Zeljko Obradovic ilk Avrupa kupasından bu yana, 25 yıllık sürecini anlattı
Avrupa'daki en elit turnuvanın en ünlü koçu olan Zeljko Obradovic, usta bir motivatör ve taktik ustası olmasıyla biliniyor.
Sahip olduğu bir diğer şey de hiç bitmeyen gücü. Obradovic geçtiğimiz sezon Fenerbahçe Doğuş ile 9. EuroLeague kupasını kaldırdı. İlk EuroLeague şampiyonluğunun üstünden 25 yıl geçmişti.
''25 yıllık bu geçmişi düşünüyorum da, Partizan ile ilk kez Avrupa kupası aldığımız 1992 yılından bu yana çok değiştim. Tabii ki o günlere dair her şeyi hatılıyorum. 25 yıl çok uzun bir süre ve bir şeylerin değişmiş olması çok doğal. Bir koç olarak çok değiştim. İlk koç olduğum 3 ayı hatırlıyorum. Çok az uyuyordum çünkü sürekli çizeceğim hücumları, oyuncuların sorularına vereceğim cevapları düşünüyordum.
Onlar bana soru sorduklarında cevaplarım hazır olmalıydı. Koçlukta ve genel olarak hayatta varolan tek otoritenin bilgi otoritesi olduğuna inanıyorum. Bunca yıllık deneyimim, şuan bunu daha kolay yapmama olanak tanıyor. Fakat sürekli eğitim koçlar için çok önemli. Hergün bir şey öğrenmeye ve öğrendiklerimi oyunda uygulamaya çalışıyorum. Diğer koçlarla konuşuyorum. Bu devirde internet ile her şeye kolayca ulaşmak mümkün. Oyuncularıma her zaman konuşuyorum ve onlardan çok şey öğreniyorum.
Bir koçun zamanla değişmesi çok doğal. Yapmak istediğiniz şey ile ilgili bazı temel fikirleriniz olabilir fakat her zaman en önemli şeyin elinde nasıl bir metaryel olduğunu bilmek olduğunu söyleriz. Bununla kastettiğim şey, elindeki oyuncuların bireysel kalitesini bilmek. Oyuncuların sizin taleplerinize nasıl cevap vereceği önemli, sahada ne kadar uyumlu olacakları da. Sahada ne yapıyorsanız yapın takım olarak hareket etmek önemli. Bu şekilde olursa her şey daha kolaylaşıyor.
Bu yüzden her zaman oyuncularıma ve bireysel kalitelerine adapte olurum. Farklı oyuncularla her zaman aynı şekilde oynayamazsınız. Bu yüzden en doğru ve en iyi olduğunu düşündüğünüz değişik şeyler denemeli, oyuncularla konuşarak ne düşündüklerini öğrenmelisiniz. Sonuçta sahada kararı veren onlar ve en iyi olduğunu düşündüğünüz şeyi onların da en iyi şekilde algıladığından emin olmalısınız.
Basketbolda muhtemelen her şey keşfedilmiştir fakat spor her şeyin her an değişebileceği çok zengin bir alan. Bence basketbol koçların sahadaki sonuçlara en fazla etki edebildiği spor. Her rakibe nasıl hazırlandığınız önemli değil, yine de oyun sırasında olabilecek her şeye reaksiyon gösterebilmelisiniz. Bu da basketbolu özel bir spor haline getiriyor.
Oyuncularıma özgürlük vermeyi seviyorum, en çok sevdiğim şey ise bir oyuncunun inisiyatif kullanması. Oyun sırasında bu şekilde beni şaşırtan bir oyuncum olduğunda çok mutlu oluyorum.
Bugüne kadar sahada denediğim ve uyguladığım her şey çok fazla çalışmaya dayanıyor. Hiçbir şey tek bir gecede gerçekleşmedi. Bu yüzden hazırlık süreçleri geçiriyoruz. Diğer türlü, herkesin aynı şeyi yapıyor olması çok sıkıcı olurdu. Antrenmanlardaki tekrar ve otomasyon, basketboldaki en iyi şeyleri su yüzüne çıkarır.
Uzun yıllardır değişen şeylerden biri de antrenman yapma şeklimiz. Ben oynuyorken, dağlarda 2 aylık bir hazırlanma sürecimiz olurdu. Sezonda daha az maç olduğu için daha mantıksal şekilde yaklaşabiliyordunuz. Bugün, sahip olduğumuz maç takvimleri ile her şey değişti. Örneğin, bu yaz ilk kez 4 hafta süren bir hazırlık kampı istedim. Oyuncuların Milli Takımlar ile olacağını bildiğim için biraz daha fazla dinlenmelerini istedim. Şuan günde bir kez antrenman yapıyoruz ve bu yaklaşım bize iyi sonuçlar veriyor.
Bu basketbolun nasıl değiştiği konusunda bir diğer örnek. Bu spor salonunda geçirdiğiniz zamanı, çalışma prensiplerinizi ve çalışma yöntemlerinizi değiştiriyor.
Değişmeyen tek bir şey var ki, hiçbir oyuncu sadece antrenmanlar sırasında çalışarak mükemmel bir basketbolcu olamaz. Bireysel çalışma her zaman üzerinde durduğum ve çok önemli olan bir şey. Kendini bu spora adamış olan oyuncular, bireysel çalışma için vakit ayırıyor. Bu yüzden en iyi oyuncular haline geliyorlar.
Aynı kaldığına inandığım bir diğer şey ise iletişim. Oyuncularına kurallar koyan, kısıtlamalar getiren bir koç değilim. Fakat oyuncuları telefonlarını bir kenara bırakıp konsantre olma konusunda etkilemeye çalıştığım doğru. Konsantrasyon, bizim için çok önemli. Bunun farkında olan oyuncularım olduğu için çok şanslıyım. Genç basketbolcular ile konuşan, onları yönlendirmeye, onlarla iletişim kurmaya çalışan oyuncularım var.
Kendimle ilgili değişmeyen bir şey de ilişkiler ve karşılıklı güven. Bu olmasa, işim imkansız olurdu; iyi oynayarak iyi sonuçlar almanın imkanı olmazdı. Güven ve saygı da çok önemli. Sadece koç ve oyuncular arasında değil, takım arkadaşları, teknik ekip ve kulüpteki herkesin birbirine olan saygısı. ''