Nano Press
Facebook Twitter Instagram Google+ YouTube RSS Feed Italiano English Türkiye
BSL 18/09/2018, 18.46

Beşiktaş Sompo Japan'in Ivanovic Tercihi ve Yabancı Hamleleri

Siyah-Beyazlı ekibin yeni sezon yapılanması ve yabancı oyuncu tercihleri, kritik hamleler barındırıyor.

BSL
Beşiktaş Sompo Japan, Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nde 2018-19 sezonu öncesi ciddi bir revizyon ile yeni sezona hazırlanıyor. Başantrenörlük görevine Karadağlı deneyimli hoca Dusko Ivanovic’i getiren Siyah-Beyazlılar, yabancı rotasyonunun tamamını ve yerli rotasyonunun da önemli bir bölümünü değiştirerek gireceği sezonda, bu kez kupa hasretine son verme amacında.

Siyah-Beyazlı ekipte yaz başından beri ciddi bir revizyon hazırlığı yapılırken, birçok önemli isim de hem koç hem de oyuncu transferinde gündeme gelmişti. Yerli adayların gündemde olduğu dönemde Dusko Ivanovic ile sıkı bir pazarlık sonucu anlaşma sağlayan Beşiktaş Sompo Japan, yabancı oyuncu transferinde de çok önemli isimleri gündemine aldığı dönemde, çeşitli zorluklara rağmen rotasyonunu hemen hemen tamamlamayı başardı. Gündeme alınan ve transferleri için uzun uğraşlar verilen Jordan Theodore ile DJ Kennedy hamleleri de gerçekleşse, Beşiktaş Sompo Japan taraftarı için de çok farklı hayallerle girilebilecek bir sezon olacaktı ancak geçmiş dönem borçları ve ülkede yaşanan ekonomik zorluklar sonrasında, bu hayaller de rafa kaldırılmış oldu.

Şimdi dilerseniz, Dusko Ivanovic yönetimindeki Beşiktaş Sompo Japan’in yeni kurulan yabancı rotasyonunu ve oluşacak beklentileri, bu isimlerin geçmiş dönem performanslarına bakarak irdeleyelim.



Avrupa basketbolunun en önemli teknik adamlarından olan 61 yaşındaki Karadağlı koç Dusko Ivanovic, özellikle 2000-2010 arası dönemde kariyerinin en parlak yıllarını geçirirken, Avrupa’nın da sayılı iyi teknik adamları arasında yer alıyordu. Ancak 2010 sonrası dönemde keskin bir düşüş yaşadı. O 10 yıllık döneme 10 kupa (2 İspanya Ligi, 4 İspanya Kupası, 1 İspanya Süper Kupası, 1 Koraç Kupası, 1 Fransa Ligi, 1 Fransa Kupası) sığdıran Ivanovic, daha sonra günümüze kadar geçen 8 senede ise sadece 1 kupa (Yunanistan Kupası) kazanabildi. Ivanovic’in sert mizacı ve ağır antrenman metodları, son dönemde onun için pek de parlak olmayan hatıralar bıraktı. Hatta son olarak Rus ekibi BC Khimki’de görev yaptığı dönemin ardından, Avrupa basketbolunda uzun süre forma giymiş olan guard Jacob Pullen tarafından “Kariyerimde çalıştığım en kötü koçtu. Sezon boyunca takımı hiç yönetemedi. Tek bildiği Shved’in canının istediği şekilde oynamasına göz yumarak maç başına 30 şut atmasına izin vermekti. Hiçbir oyuncu ondan memnun değildi.” şeklinde sert bir eleştiriye de maruz kalmıştı. Elbette ki burada kişisel sorunların da yansıması olarak abartılar mevcuttur ancak işlerin o noktaya kadar gidecek şekilde iplerin kopabileceğinin de önemli göstergesi sayılabilir bu olay. Ivanovic’in o pek gülmeyen yüzü, oyuncuların motivasyonunu bu örnekteki gibi olumsuz anlamda etkileyecek mi veya tam tersine Dusko Ivanovic, istediği sağlam otoriteyi kurabilecek mi, bu konu da Beşiktaş adına sezon için belirleyici faktörlerden birisi olacak.

Oyuncu kadrosuna bakarsak, Beşiktaş’ta yeni sezonda direksiyonda NBA patentli guard Phil Pressey olacak. Dallas doğumlu Pressey için de Beşiktaş macerası, kariyerinin yeniden çıkışa geçebilmesi adına belirleyici olacak elbette ki. NCAA’de Missouri forması giyerken son senesi öncesi kolej kariyerini noktalayıp NBA draftine girmesi, Phil için özgüveni açısından önemli bir eşikti ancak draft edilmemesi de bir anda her şeyi kabusa çevirebilirdi. Ama o dönem NBA Yaz Ligi’nde gelen şansı iyi değerlendiren Pressey, draft edilmediği halde kadroya girerek Celtics’te Rajon Rondo’nun sakatlığı sonrasında takımda da önemli şanslar buldu ve çaylak sezonunda 11’ine ilk beşte başladığı 75 maçta parkeye çıktı. Gayreti ile olumlu not alsa da, hücumdaki etkisizliği onun için işlerin NBA arenasında pek kolay olmadığını gösteriyordu (2.8 sayı – 3.2 asist) ama ikinci senesi öncesi yine NBA Yaz Ligi’nde iyi işler yaparak Celtics’ten bir kontrat daha kapmayı başardı. Fakat 2014-15 sezonunda bu kez Isaiah Thomas ve Marcus Smart ikilisinin arkasında 50 maçta parkeye çıkabildi (3.5 sayı – 2.3 asist). Daha sonra kısa süreli Sixers, Suns ve bolca NBA Gelişim Ligi maceralarıyla geçen iki sezonun ardından, 2017-18 sezonu başında FC Barcelona Lassa ile yeni bir hikayeye adım attı Pressey. 3 yıllık NBA kariyeri boyunca oynadığı 148 maçta toplam 48 üçlük isabeti bulabilen 1.80’lik guard için Avrupa’daki mesafe farkı belki olumlu bir etki yaratabilir beklentisi, çok fazla da pozitif sonuçlanmadı. Geçtiğimiz sezon Barça formasıyla ligde ve EuroLeague’de toplam 42 maça çıkan Birleşik Amerikalı guard, sezon boyunca sadece 22 üçlük isabeti bulabildi ki, temponun ve hücum sayısının fazlasıyla yükseldiği günümüz basketbolunda neredeyse 2 maçta ancak 1 üçlük isabeti bulabilen (sezonu da ligde 4.8 sayı ve 1.9 asist, EuroLeague’de ise 4.4 sayı ve 2.1 asist ortalamaları ile kapattı) bir guard ile oynamak da, her ne kadar iyi bir deliciliği olsa da, çoğu takım için pek cazip bir durum değil.

Ancak elbette ki bu durumu da dengelemek, iyi bir sistem ve oyun plânlaması ile mümkün. Zaten bakınca da yapılan diğer hamleler, bu konuda dengeyi sağlayabilecek isimler. Prensip anlaşmasına varılan ve büyük ihtimalle kadroya eklenecek olan pivot Ivan Buva (Pivot Buva, İstanbul BŞB’de 27 maçta 21 üçlük isabeti bulmuştu) ile birlikte, yabancı rotasyonundaki diğer isimler Kyle Gibson ve Robin Benzing, dış şut konusunda katkı sunarak oyunu açabilecek isimler. Pressey’in deliciliği, Joe Alexander’ın da pota altındaki kaostan sayı çıkartabilme meziyetleri, Beşiktaş Sompo Japan’i iyi bir hücum takımına dönüştürebilir. Ancak koç Dusko Ivanovic’in aklındaki takım sistemi ise, hücumdan ziyade savunma ile maç kazanan bir takım yaratma üzerine. Mevcut kadro ile bunu uygulamak da özellikle zorluk seviyesi yüksek maçlarda pek kolay görünmüyor. Daha çok tamamlayıcı roldeki Türk oyuncular, savunmada bu katkıyı sunabilir ancak Beşiktaş’ın yabancı rotasyonundaki oyuncuların bireysel açıdan “iyi savunmacı” nitelendirilemeyeceği ortada. Bu konuda ilerleyen dönemlerde Ivanovic’in de mantalite değişikliğine giderek ipleri biraz gevşetmesi olası görünüyor. Siyah-Beyazlı ekibin yerli rotasyonundaki isimler, kendilerinden beklentilerin ne olacağı az çok belli olan tamamlayıcı isimler olduğundan, onlar hakkında çok fazla detaya girmeye gerek yok. Ancak özellikle yeni yabancı kuralı sonrasında Kenan Sipahi, Enes Berkay Taşkıran ve Can Maxim Mutaf gibi isimlerin yeni sezonda alacağı sorumluluklar da ligdeki konum açısından belirleyici olacaktır.

Ivan Buva transferi, henüz resmiyet kazanmadığı için bu konuda çok fazla analiz yapmak belki doğru değil ancak imzayı attığı anda Beşiktaş Sompo Japan’in bu sezonki en iyi hamlesi olacağı da kuşkusuz. Geçtiğimiz sezon İstanbul BŞB’nin en önemli hücum silahı olan Buva (ligde 18 sayı ve 6.6 ribaund, Europe Cup’ta 18.5 sayı ve 7.7 ribaund), hem dış şut potansiyeli hem de boyalı alanda fizik gücü ile sonuca gidebilmesi ile epey değerli bir uzun olduğunu göstermişti. Daha sonra Valencia Basket’te uzun süredir kurulu olan sisteme adapte olmakta zorlandığı görüldü ve belki İspanya macerası pek beklediği şekilde gitmedi ancak hem ligimiz için hem de FIBA Şampiyonlar Ligi için çok değerli bir hamle olacaktır Buva transferi. Ancak eğer olumsuz bir sürpriz ile gerçekleşmese de, aynı kalitede bir takviye şart olacak o bölgeye. Benzer şekilde Robin Benzing de çok değerli bir oyuncu ancak onun 3 ve 4 numara arasında kalışı (bunu her ne kadar hücumda büyük avantaja çevirebilmesi kariyerinde olumlu bir puan olsa da), atlet ve delici oyunculara karşı savunmada yaşadığı sıkıntılar da belki de NBA seviyesinde olamamasının en önemli etkenlerinden oldu. Hücum potansiyeli anlamında 3 numara oynayabilen bir 2.08’lik forvetin ortalama üstü şutör olması çok büyük bir lüks ve bunu da çok iyi kullanabiliyor. Geçtiğimiz sezon Alman Ligi’nde 30 maçta 17.2 sayı ve 4.2 ribaund ortalamaları tutturan Benzing’in, kısa rakiplerine karşı sırtı dönük oyunu, daha uzun ve kalıplı rakiplerine karşı ise fiziğine göre hareketli bir şutör olmasının avantajlarını sonuca çevirse de, değindiğimiz savunma handikapları da bazen maç içerisinde kapanmaz yaralar açabiliyor. Bunu dengelemek de kritik olacak.



Kyle Gibson ise hep belli bir seviyede kalabilen iyi bir takım oyuncusu rolünde olacak yeni sezonda. Belki tek başına takıma seviye atlatabilecek bir oyuncu potansiyeline sahip olmayan Gibson, buna rağmen kariyerinde de çok fazla iniş çıkış yaşamadan belli bir çizgide kalabilmenin faydasını görüyor. İki ucu keskin bıçak olarak tabir edilen, bireysel performansa odaklı, çoğu zaman takım kurgusunu bozan yıldız isimler yerine; Gibson gibi daha takım yapısı içerisinde üretkenlik sergileyen oyuncular da, maliyet/performans olarak yapılabilecek hamlelerden sayılabilir. Geçtiğimiz sezon tarihinin en önemli başarılarından birini elde ederek Adriyatik Ligi şampiyonu olan Karadağ ekibi Buducnost VOLI’de, oradaki iyi sistemin içerisinde faydalı bir hücum performansı da göstermeyi başarmıştı. Gibson, Adriyatik Ligi’nde 12.2 sayı, EuroCup’ta 12.5 sayı, Karadağ Ligi’nde ise 12 sayı ortalamaları ile oynadı. Ve Joe Alexander da koç Ivanovic ile aynı menajerin oyuncusu olarak ilk transfer hamlesiyle takıma katıldı. Çemberden uzaklaştığında etkinliği azalan Alexander, özellikle kariyerinin ilk dönemlerinde üst düzey atletizmi ile dikkat çekiyordu ancak artık daha çok pota altındaki itiş kakış içerisinde görmeye alıştığımız, tabiri caizse boyalı alandaki işçiliği yapan bir oyuncuya dönüştü. Geçtiğimiz sezon Hapoel Holon’da da takımının en etkili hücum silahlarından biri olan Alexander (İsrail Ligi 14.1 sayı ve 5.2 ribaund, FIBA Şampiyonlar Ligi 13.1 sayı ve 5.3 ribaund), burada da değerli katkılar sunabilir ancak bireysel üretkenliği kısıtlı olan Alexander’ın performansı da Pressey’nin oyununa paralel olarak gelişme gösterecektir. Geçen sezon Tamir Blatt ve Tu Holloway’den, bu açıdan epey fayda görmüştü çünkü.

Toparlamak gerekirse, yeni sezonda Beşiktaş Sompo Japan’in yabancı rotasyonu, alternatifli hücum silahlarına sahip bir kadro olarak göze çarpıyor. Bu kadro ile iyi rakiplere karşı etkili savunma performansı biraz zor görünüyor ama bu açığı da iyi bir takım kimliğine kavuşarak kapatabilir Siyah-Beyazlılar. Tabii her şeyden önce mâli açıdan sıkıntısız bir sezon geçirebilmek ve koç Ivanovic ile oyuncular arasında sorunsuz bir bağ oluşturabilmek, Beşiktaş Sompo Japan için her şeyin anahtarı olarak görünüyor. Ve elbette ki FIBA Şampiyonlar Ligi, yine öncelikli ve en gerçekçi hedef olacak.
F. Yesiltas

F. Yesiltas

Read also
Comments You must be registered to post a comment 0 Comments