SPORTANDO TR | Röportaj: Ertuğrul Erdoğan
Ertuğrul Erdoğan, Galatasaray ile 1+1 yıllık sözleşme imzaladı.
Tecrübeli antrenör Ertuğrul Erdoğan, bugün düzenlenen imza töreniyle birlikte Galatasaray'ın başına geçti. Düzenlenen imza töreni sonrasında Galatasaray'ın yeni başantrenörü Ertuğrul Erdoğan ile ufak bir röportaj yaptık.
Hocam öncelikle toplantıda bahsedilen bir konuyla başlamak istiyorum. Profesyonel kariyerinize Galatasaray’da başladığınızı söylediniz. Bu aslında çoğu kişinin bilmediği bir durum. Hangi sezonda Galatasaray’da görev almaya başladınız ve teknik ekipte kimler vardı?
Antrenörlüğe aslında mülkiyede başladım. O zamanki adıyla PTT (Türk Telekom) A Takım’da hiç çalışmadım. Altyapı sorumlusu oldum. Yıldız/genç takım antrenörlüğü yaptım. O dönemde 1979 doğumlu oyuncular için milli takımda Nihat İziç’in yardımcılığını yaptım. 1996 yılında Cem Gökçe’yle beraber Galatasaray’a geldim ve ilk profesyonel sözleşmemi Galatasaray ile yaptım. Vurgulamaya çalıştığım konu buydu yoksa antrenörlüğe Galatasaray’da başladım demedim. Galatasaray'da yardımcı antrenördüm, Cem Gökçe başantrenördü, Cem Akdağ asistan koçtu, Koray Mincinozlu danışmandı.
Hocam aslında buradaki çoğu kişi gibi bu durumu duyunca ben de şaşırdım. Sizin daha önce Galatasaray’da çalışmış olduğunuzu bilen çok kişi yoktu. Bu vesileyle herkes duymuş oldu en azından…
Aslında Google’a girdiğiniz zaman hepsi orada. Olaya farklı bakıyorum sizlerden. Profesyonellik ayrı konu ama sonuç olarak antrenörlük mesleği böyle olmalı. Siz, emek verdiğiniz, doğru şekilde, ahlaklı şekilde iş yaptığınız sürece her yerde çalışabilmelisiniz. Ama anlıyorum, Türkiye’nin şartları çok farklı. O yüzden şaşırmana ben de şaşırıyorum. Ama temel nokta bence şu; geçmişte ne yaptığımdan ziyade şu an ve bundan sonrası için ne yapacağıma konsantreyim. Onu da yaşayıp göreceğiz.
İstanbul BBSK’da daha stabil bir yapıdaydınız. İstanbul BBSK, Galatasaray'a göre daha küçük ve daha düşük bir beklentili camiaydı. Galatasaray için geçen sezon sıkıntılı geçti. Galatasaray taraftarı bu dönemlerde sürekli sosyal medyadan hashtag kampanyası yapıyor camianın/yönetimin basketbola daha çok ilgi duyması için. Bir sezonluk aranın ardından basketbolda başarıya aç bir Galatasaray taraftarı var. Geçen sezonki sıkıntılı dönemin ardından Galatasaray’da çalışmanın sizin için nasıl avantajları ve dezavantajları var?
Her işin bir avantajı ve dezavantajı var zaten. Galatasaray Basketbol Takımı’nın geçen sezon neler yaşadığını tam olarak bilmiyorum. Anlatılanlarla bazı şeylere vakıfım. Burada çok değerli antrenörler vardı. Bu, yadsınamaz bir gerçek. Erman Kunter, Oktay Mahmuti değerli antrenörler. Geçmişte Ergin Ataman çalıştı, o da çok değerli bir antrenör. Dolayısıyla yaşanan süreci tam olarak bilmiyorum. Elbette bir fikrim var. Şimdi benim geldiğim noktada burada geçmiş yılın Galatasaray adına beklentilerin çok uzağında geçtiğini biliyoruz. Biz, bu beklentiyi ne kadar yukarı taşıyabiliriz zaten bunun gayreti içerisindeyiz. Ancak tabii tahmin ediyorum, basketbolu iyi takip eden Galatasaray taraftarı da biliyor ki önümüzdeki yıl da Galatasaray’ın işi hiç kolay değil. Dolasıyla biz buradaki hedefimizi öncelikle bir dereceye odaklanmaktan çok, öncelikle hedefimizi taraftarla takım arasındaki barışı sağlayıp, tabiri caizse enerjiyi bir arada kullanmayı amaçlıyoruz. Dolayısıyla da maç maç düşünüyoruz. Yani çok mücadele eden bir takım diye vurgulamamın sebebi de o.
Basın toplantısında da konusu geçmişti, mesela Eskişehir Basket, geçen sezon başarılı olmasına rağmen ligden çekilme kararı aldı. Sizce, Türkiye’de takımlar ne miktarda paralar harcayarak orta ve uzun vadede istikrarlı şekilde başarıyı yakalayabilir? Örneğin 3 milyon Dolar mı ya da 5 milyon Dolar mı?
Valla bunu belirlemek çok zor. Yani bunu, şu anda iş adamları belirleyemiyor; doların böyle olduğu bir noktada spor kulüplerinin ve marketin nereye gideceğini. Sonuçta bu konu, sizin almak istediğiniz oyuncuyla ve hedeflerinizle de alakalı. Dolayısıyla bu kadar doların stabil olmadığı, ekonominin kırılgan olduğu dönemde bırakın Galatasaray’ı, herhangi bir spor kulübünün mali dengeyi sağlayabilmesi veya orta/uzun vadeli planlar yaparak parayı nasıl kullanacağını ortaya koyması kolay değil. Zaten benim işim bunu düşünmek değil, ben teknik bir adamım ama bu sorduğun soru hakikaten cevaplaması zor bir soru.
Dediğiniz gibi şu an dolar çok belirsiz seyrediyor. Türkiye basketbol ortamında sürekli ödeme problemleri yaşanıyor. Oluşabilecek olası bir ödeme problemine karşı daha önce beraber çalıştığınız ve karakterine güvendiğiniz oyuncuları gelecek sezon kadronuza katmayı düşünüyor musunuz?
Bizim transfer politikamızda birden fazla parametre var ve bu söylediğin, parametrelerden bir tanesi. Yani olabilecek sıkıntılarda bizim yanımızda duracak ve takımı bir arada tutabilecek tarzda yabancıları tercih edeceğiz elbette ama şu anda herhangi bir isim söyleyemem. Ortada sözleşme anlamında kesin olarak bitmemiş ancak söz kestiğimiz oyuncular var. Market şu anda çok oynak olduğu için değişebilir bu durumlar. Hani isimler üzerinden değil ama bahsettiğin şey çok önemli; bu bahsettiğin konsept, güvenebileceğim tarzda karakterli oyuncular bir parametre bizim için. Sadece yetenekleri ve geçmişte yaptığı istatistikleri değil en az onlar kadar buradaki şu kısa vadedeki sıkıntılı dönemi geçirebileceğimiz ve bize katkı sağlayacaklarına inandığımız oyuncuları aramızda görmek istiyoruz.
Galatasaray Televizyonu’na verdiğiniz röportajda teknik ekipteki yardımcı antrenörlerin ve kondisyonerin değişeceğini söylediniz. Bu yönetimin kararı mıydı yoksa sizin kararınız mıydı?
Ortak kararımızdı.
Hocam öncelikle toplantıda bahsedilen bir konuyla başlamak istiyorum. Profesyonel kariyerinize Galatasaray’da başladığınızı söylediniz. Bu aslında çoğu kişinin bilmediği bir durum. Hangi sezonda Galatasaray’da görev almaya başladınız ve teknik ekipte kimler vardı?
Antrenörlüğe aslında mülkiyede başladım. O zamanki adıyla PTT (Türk Telekom) A Takım’da hiç çalışmadım. Altyapı sorumlusu oldum. Yıldız/genç takım antrenörlüğü yaptım. O dönemde 1979 doğumlu oyuncular için milli takımda Nihat İziç’in yardımcılığını yaptım. 1996 yılında Cem Gökçe’yle beraber Galatasaray’a geldim ve ilk profesyonel sözleşmemi Galatasaray ile yaptım. Vurgulamaya çalıştığım konu buydu yoksa antrenörlüğe Galatasaray’da başladım demedim. Galatasaray'da yardımcı antrenördüm, Cem Gökçe başantrenördü, Cem Akdağ asistan koçtu, Koray Mincinozlu danışmandı.
Hocam aslında buradaki çoğu kişi gibi bu durumu duyunca ben de şaşırdım. Sizin daha önce Galatasaray’da çalışmış olduğunuzu bilen çok kişi yoktu. Bu vesileyle herkes duymuş oldu en azından…
Aslında Google’a girdiğiniz zaman hepsi orada. Olaya farklı bakıyorum sizlerden. Profesyonellik ayrı konu ama sonuç olarak antrenörlük mesleği böyle olmalı. Siz, emek verdiğiniz, doğru şekilde, ahlaklı şekilde iş yaptığınız sürece her yerde çalışabilmelisiniz. Ama anlıyorum, Türkiye’nin şartları çok farklı. O yüzden şaşırmana ben de şaşırıyorum. Ama temel nokta bence şu; geçmişte ne yaptığımdan ziyade şu an ve bundan sonrası için ne yapacağıma konsantreyim. Onu da yaşayıp göreceğiz.
İstanbul BBSK’da daha stabil bir yapıdaydınız. İstanbul BBSK, Galatasaray'a göre daha küçük ve daha düşük bir beklentili camiaydı. Galatasaray için geçen sezon sıkıntılı geçti. Galatasaray taraftarı bu dönemlerde sürekli sosyal medyadan hashtag kampanyası yapıyor camianın/yönetimin basketbola daha çok ilgi duyması için. Bir sezonluk aranın ardından basketbolda başarıya aç bir Galatasaray taraftarı var. Geçen sezonki sıkıntılı dönemin ardından Galatasaray’da çalışmanın sizin için nasıl avantajları ve dezavantajları var?
Her işin bir avantajı ve dezavantajı var zaten. Galatasaray Basketbol Takımı’nın geçen sezon neler yaşadığını tam olarak bilmiyorum. Anlatılanlarla bazı şeylere vakıfım. Burada çok değerli antrenörler vardı. Bu, yadsınamaz bir gerçek. Erman Kunter, Oktay Mahmuti değerli antrenörler. Geçmişte Ergin Ataman çalıştı, o da çok değerli bir antrenör. Dolayısıyla yaşanan süreci tam olarak bilmiyorum. Elbette bir fikrim var. Şimdi benim geldiğim noktada burada geçmiş yılın Galatasaray adına beklentilerin çok uzağında geçtiğini biliyoruz. Biz, bu beklentiyi ne kadar yukarı taşıyabiliriz zaten bunun gayreti içerisindeyiz. Ancak tabii tahmin ediyorum, basketbolu iyi takip eden Galatasaray taraftarı da biliyor ki önümüzdeki yıl da Galatasaray’ın işi hiç kolay değil. Dolasıyla biz buradaki hedefimizi öncelikle bir dereceye odaklanmaktan çok, öncelikle hedefimizi taraftarla takım arasındaki barışı sağlayıp, tabiri caizse enerjiyi bir arada kullanmayı amaçlıyoruz. Dolayısıyla da maç maç düşünüyoruz. Yani çok mücadele eden bir takım diye vurgulamamın sebebi de o.
Basın toplantısında da konusu geçmişti, mesela Eskişehir Basket, geçen sezon başarılı olmasına rağmen ligden çekilme kararı aldı. Sizce, Türkiye’de takımlar ne miktarda paralar harcayarak orta ve uzun vadede istikrarlı şekilde başarıyı yakalayabilir? Örneğin 3 milyon Dolar mı ya da 5 milyon Dolar mı?
Valla bunu belirlemek çok zor. Yani bunu, şu anda iş adamları belirleyemiyor; doların böyle olduğu bir noktada spor kulüplerinin ve marketin nereye gideceğini. Sonuçta bu konu, sizin almak istediğiniz oyuncuyla ve hedeflerinizle de alakalı. Dolayısıyla bu kadar doların stabil olmadığı, ekonominin kırılgan olduğu dönemde bırakın Galatasaray’ı, herhangi bir spor kulübünün mali dengeyi sağlayabilmesi veya orta/uzun vadeli planlar yaparak parayı nasıl kullanacağını ortaya koyması kolay değil. Zaten benim işim bunu düşünmek değil, ben teknik bir adamım ama bu sorduğun soru hakikaten cevaplaması zor bir soru.
Dediğiniz gibi şu an dolar çok belirsiz seyrediyor. Türkiye basketbol ortamında sürekli ödeme problemleri yaşanıyor. Oluşabilecek olası bir ödeme problemine karşı daha önce beraber çalıştığınız ve karakterine güvendiğiniz oyuncuları gelecek sezon kadronuza katmayı düşünüyor musunuz?
Bizim transfer politikamızda birden fazla parametre var ve bu söylediğin, parametrelerden bir tanesi. Yani olabilecek sıkıntılarda bizim yanımızda duracak ve takımı bir arada tutabilecek tarzda yabancıları tercih edeceğiz elbette ama şu anda herhangi bir isim söyleyemem. Ortada sözleşme anlamında kesin olarak bitmemiş ancak söz kestiğimiz oyuncular var. Market şu anda çok oynak olduğu için değişebilir bu durumlar. Hani isimler üzerinden değil ama bahsettiğin şey çok önemli; bu bahsettiğin konsept, güvenebileceğim tarzda karakterli oyuncular bir parametre bizim için. Sadece yetenekleri ve geçmişte yaptığı istatistikleri değil en az onlar kadar buradaki şu kısa vadedeki sıkıntılı dönemi geçirebileceğimiz ve bize katkı sağlayacaklarına inandığımız oyuncuları aramızda görmek istiyoruz.
Galatasaray Televizyonu’na verdiğiniz röportajda teknik ekipteki yardımcı antrenörlerin ve kondisyonerin değişeceğini söylediniz. Bu yönetimin kararı mıydı yoksa sizin kararınız mıydı?
Ortak kararımızdı.