Nano Press
Facebook Twitter Instagram Google+ YouTube RSS Feed Italiano English Türkiye
Stats 11/09/2018, 07.47

''En Yalın Haliyle İstatistikler'' - Bölüm 2: EuroLeague Evrimi

''En yalın haliyle istatistikler'', her bölümde istatistiklerin iç yüzünü ve basketbolda nasıl kullanıldıklarını anlatmaya çalışacak.

Stats
Geçtiğimiz hafta Serie A'dan konuştuk, bu hafta Euroleague konuşacağız. Özellikle, pace (oyun temposu)'in evrimini ve geçtiğimiz sezonlarda topa sahip olma dağılımını inceleyeceğiz.

Pace, basit fakat önemli bir istatistik: bu, bir takım ya da ligin ortalama hızını algılamamızı sağlayan bir değer. Bu bilgi ile izlediğiniz ya da analiz ettiğiniz maç hakkında daha kolay fikir edinebilirsiniz. Son dönemdeki maçların eski maçlara göre daha hızlı oynandığı algısı var: aslında, tam tersi. 70'lerden bu yana aktif durumda olan NBA istatistiklerini kullanarak, eski maçların temposunun daha hızlı olduğunu anlayabiliyoruz. Tempo gitgide düşmüş, muhtemelen takımlar ve oyuncular konusunda daha fazla bilgiye sahip olduğumuz için. Bu, daha iyi savunma yapılmasına ve rakipleri daha uzun sürede hücum etmeye zorluyor. Aşağıdaki grafik, bu durumu özetliyor:



Fakat, son 10 yılda trend değişmiş: pace'in maç başına 90 hücum üzerinden hesaplanmasının ardından, bu bir süre sonra yükselmeye başlamış. Temel olarak, 1990'lı yıllardan daha hızlı oynandığı söylenebilir. 

EuroLeague'de daha az data olduğu için bu bilgi gerekliydi; küresel trendi biliyoruz, şimdi diğer grafiğe bakalım:



EuroLeague'deki datalar 2000-2001 sezonundan başlıyor: Eğer trend Amerika'da o sezon değişmiş olsaydı, Avrupa'daki düşüş devam edecekti. Aslında, sonraki sezonlarda pace'in ciddi düşüşte olduğunu görebiliriz, 2013-14 sezonunda neredeyse tarihi şekilde minimuma inmiş; maç başına 70 top kullanımı.

Hücum ribaundunun ardından hücum süresinin 14 saniyeye düşürülmesi, Pace'in maç başına 71-72 top kullanımına çıkmasını sağlamış. Bu kural değişikliği pace'i ciddi şekilde etkiledi ve artmasını sağladı. 

Bir sonraki soru ise şu: Daha önce top kullanımları nasıldı?



Yukarıdaki grafik, son yıllarda 100 top kullanımında şut dağılımının nasıl olduğunu gösteriyor. Gördüğünüz gibi 2 sayılık atışta değişiklik yok. Asıl evrim, 3 sayı çizgisinin gerisinden kullanılan şutlarda oluşmuş. 2007/08 sezonuna kadar, 3 sayılık atışlar kullanılan serbest atıştan azken, sonraki sezondan itibaren trend değişimi gerçekleşmiş. 2011/12 sezonunda son değişim olmuş: o sezonun ardından kullanılan 3 sayılık atışlar hem geçtiğimiz sezonlardan hem de kullanılan serbest atışlardan fazla. O yıllarda, 3 sayılık atış ve serbest atış arasındaki dağılım tersine dönmüş. Muhtemelen 3 sayılık atış pozisyonu yakalama arayışı oyunun pace'ini de düşürdü. 

Top kullanımı sadece şut kullanımı ile sona ermeyebilir, top kaybı da yapılabilir. 



Son grafikte, 100 top kullanımına göre hücum ribaundları ve top kayıplarındaki trendi daha net görebiliriz. İlkinde, daha yavaş ama tutarlı bir artış var. İkincisinde ise tam tersi. Bu iki trend, bir önceki grafiğe de atıf yapıyor: potaya yakın pozisyonlarda, low-post'ta penetre ettiğinizde ya da pas verdiğinizde daha fazla faul alınıyor ve serbest atış kullanma hakkı doğuyor. Gördüğümüz gibi, üç sayılık atışları incelediğimizde serbest atışların artışını daha net anlayabiliyoruz. Bu yüzden, şu hipotezi üretebiliriz; 3 sayılık atış çizgisine yakın yerde top kullanmak top kaybı riskini azaltıyor, dahası kaçan bir 3 sayılık atış uzun bir ribaund alma savaşına dönüşmüyor. Hatta daha kolay hücum ribaundu alınabiliyor. 

Bu değişikliklerin en önemli sebepleri bunlar diye düşünüyorum. Bu mutasyona sebep olan daha birçok sebep var fakat diğer sebepler farklı analizlerin konusu olacaklar.

*Luca Cappelletti tarafından yazılmıştır.
H. Coşkun

H. Coşkun

Read also
Comments You must be registered to post a comment 0 Comments