Pau Gasol'den Kadın Koçlar Konusunda Açık Mektup
Pau Gasol, The Players' Tribune'e kadın koçlar konusunda yazdı.
Size ebeveynlerim hakkında birkaç şey söylemek istiyorum.
Barcelona dışında, işinde başarılı iki kişinin oğlu olarak büyüdüm. Babam bir hemşire, annem ise bir doktordu. Doğal olarak, tüm zamanımı basketbola vermeden önce liseden sonra bir yılımı tıp okulunda geçirdim. Bazen eğer tıp okulunda kalsaydım ve ebeveynlerimin izinden gitseydim ne olurdu diye düşünüyorum.
İnsanların çoğu zaman babamın doktor, annemin de hemşire olduğunu düşünerek karıştırdığını hatırlıyorum. Aklımda kalacak kadar çok. Bana göre, annem çok başarılı bir doktordu. Fakat beni yanlış anlamayın: Babamın da işini ve başarılı olmasını yadsımıyorum. Onunla da her zaman gurur duydum. Fakat, annem çok daha sıkı bir okul ve programa girmişti ve bu yüzden daha ön plana çıkan bir işi vardı. Bu hiçbir şekilde garip ya da bir yargılama olarak anlaşılmasın. Bu sadece gerçeklerdi. Bu yüzden bunu hiç iki kez düşünmedik.
Kardeşlerim ve ben bize sunulan bu standardı hep takdir ederek büyüdük.
Şimdi, bir yetişkin ve yakın gelecekte ebeveyn olacak biri olarak bu standartlar ile büyütülmenin ne kadar büyük bir şans olduğunu anlıyorum. Bu soruyu sormaya değecek bir standart - bu işiniz için doğru bir insan olup olmadığınız ile ilgili değil, bu işiniz için ne kadar donanımlı olduğunuz ile ilgili.
37 yılda dürüstçe şunu söyleyebilirim ki, hiçbir zaman annemin ''kadın'' bir doktor olduğunu düşünmedim.
Bana göre, o her zaman sadece bir doktordu.
Aynı zamanda da mükemmel bir doktor.
Size ebeveynlerimden bahsetmemin sebebi, hikayelerinin bana şu anki NBA'i düşündürmesi. Belirli olarak söylemek gerekirse de 72 yıllık lig tarihinde hiç kadın bir koç olmamış. Daha da spesifik olarak, bu hikaye bana Becky Hammon'ı düşündürdü: bu sıralar çok fazla konuşulan ve San Antonio'da çalışma fırsatı bulduğum koç.
Fakat, bunu eğer Becky'nin NBA'de başantrenör olabilecek bir kadın olup olmadığını tartışmak için yazdığımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu kısmı çok açık: ilk olarak elit bir oyun kurucu zekası olan iyi bir oyuncuydu. İkincisi, basketbolun en iyi koçlarından biri için başarılı bir asistan koç. Daha neye ihtiyacınız var? Fakat söylediğim gibi, burada bunu tartışmayacağım. Bana göre, NBA takımlarının onu başantrenör olarak düşünmemesi ilginç olurdu.
Burada yapmak istediğim şey, Koç Hammon'ın adaylığı ile ilgili bazı saçma söylemleri ve tartışmaları konuşmak.
En çok gördüğüm argüman da karşı çıkması en kolay olan: Basketbolun en üst seviyede oynandığı bir yerde bir kadın erkeklere koçluk yapamaz. ''Evet, kadın koçlar kadınlar ligi ya da WNBA'de koçluk konusunda başarılı'' diye sürüyor bu argüman. ''Fakat NBA? NBA farklı.''
İlk olarak size şunu söylemeliyim: Eğer bu tartışmayı üst seviyede basketbol oynamış biri ile yapıyorsanız, cahil görünürsünüz. Aynı zamanda buna çok da basit bir cevabım var. 17 yıldır NBA'de basketbol oynuyorum. 2 şampiyonluk kazandım. Jenerasyonumun en iyi oyuncuları ile oynadım. Spor tarihinin en keskin zekalı kişileri altında oynadım - Phil Jackson ve Gregg Popovich. NBA'in erkek koçları seviyesinde koçluk yapacağını söylemiyorum. Becky Hammon'ın NBA'de koçluk yapabileceğini söylüyorum. Bu kadar.
Parmak bastığım noktayı tasvir edebilmek adına size kısa bir hikaye anlatacağım. Bu yıl, birkaç ay önce bir antrenmanda Dejounte Murray ile pick n roll oynuyordum. Bu standart bir oyun çeşidi idi ve sadece ikimiz oynuyorduk: Perde yapıyordum ve ardından ya dışarı çıkıp şut atıyorum ya da içeri devriliyorum. Dışarı çıktığımda Dejounte bana göğüs pası atıyordu. Eğer devrilirsem de bounce pas. Söylediğim gibi bu standart bir oyun çeşidi - bunu milyon kez yapıyoruz.
Bunu yaparken, Koç Hammon bizi durdurdu. Koç Hammon, Borrego ve Messina yanımıza geldi ve Becky Dejounte'ye ''D.J., O.K. - bounce pasın? Çok düşük seviyede. Pau'ya tam topu alması gerektiği yerde atmalısın. Bunu tekrar yapın.'' dedi. Sonra, grup olarak topa tam olarak nerede ihtiyacım olduğunu konuştuk ve birkaç deneme yaptık. Bu şekilde, basketi daha rahat şekilde bulabildim. Bu oyunu birkaç kez tekrar ettik. Dejounte her zaman olduğu gibi bunu çok çabuk çözdü ve sonunda oturtabildik.
Bu an benim hafızamda yer etmişti. Sadece, Becky'nin oyun bilgisi seviyesi.. ne demek istediğimi anladınız mı?
Köşeden küçük bir detayı yakalamıştı ve sorunu algılayarak çözüm üretmişti. Sadece bu da değil, aynı zamanda ihtiyacımız olanı bulabilmek için birbirimizle iletişim kurmuştuk. Özellikle NBA seviyesinde takım üyelerinin birbiri ile iletişiminin ne kadar önemli olduğunu da hatırlatıyor bu.
Gördüğüm bir diğer argüman da şu - belki bir öncekinden daha aptalca olabilir - Spurs için iyi bir PR olarak görüldüğü için Becky'nin şu anki pozisyonunda olabildiği.
Ne?
Çok ciddiyim: Ne?
Hayır. Burada NBA'den bahsediyoruz - çok fazla paranın döndüğü bir işten bahsediyoruz. Aynı zamanda da San Antonio Spurs'ten yani en başarılı NBA takımlarından biri hakkında konuşuyoruz: Hall of famer oyuncular - Tim Duncan, David Robinson, Manu Ginobili, Tony Parker -'ın bulunduğu bir franchise'dan. Üst üste 18 kez 50+ maç, 20 yılda 5 şampiyonluk kazanmış bir kulüp.
Koç Pop'ın gerçekten ekibini oyuncularını geliştirmekten öte bir şey için kurabileceğini düşünüyor musunuz? Tabii ki hayır.
Pop'ın tek standardı, bize bir şekilde yardımcı olmak .. ve bu iyi bir PR değil.
Galibiyetler almak. Ve bu galibiyetleri de Spurs tarzında almak.
Bir şey daha. Buraya dahil etmek için fazla aptalca olabilir fakat aynı zamanda çok da önemli. Bu lig ile ilgili daha büyük bir penceren bakmama ve son zamanlarda çok da düşünmeme sebep olan bir şey.
Eğer NBA'de bir kadın koç olursa, ''soyunma odasında bir uygunsuzluk'' yaşanacağına dair.
Belki bunu okurken kendi kendinize gülüyorsunuz. Bunu anlayabiliyorum. Çünkü komik. Fakat, bir dakikalığına ciddi şekilde düşünmenize değer - insanların bunun hakkında konuşabileceği kadar utanç verici bir şey bu.
İlk olarak, bu bir efsane. Bana biraz zaman verin. Bunun hakkında bir şey söylemeye bile gerek yok. Oyuncular soyunma odasında belli bir bölgede giyiniyor, koçlar da belli bir bölgede. O.K.? Ve evet, koçlar arasında da Becky'nin kendine ait bir yeri var. Bu, erkek koçların giyinirken oyuncular ile aynı alanı paylaştığını düşünmek ile ilgili değil. Böyle bir şey zaten olmuyor. Kişisel tecrübelerime dayanarak size şunu söyleyebilirim ki, bu nokta düşünmeye değer - söylediğim gibi, bu sadece komik. Arkaplanda ve soyunma odasında, erkek ya da kadın koça sahip olmak hiçbir şeyi değiştirmez.
Fakat aynı zamanda, insanlar bunu tartışırken biraz daha derine indiğini düşünüyorum - beni rahatsız eden bir noktaya gittiğini. Sosyal farkındağımızı arttırmak amacı ile çeşitlilik ve eşitlik konularına karşı çabalıyoruz ve bu argüman sporun bir istisna olduğunu düşünmek gibi bir şey.
NBA'de ''soyunma odası'' durumları ya da başka sebeplerden dolayı bir kadın koça sahip olmamamız gerektiği konusunda birçok argüman ve hatta şakalar yapıldığını görüyorum. Bu, bana sadece ligde ne kadar çok yol katetmiş olursak olalım hala yapacak birçok şey olduğunu hatırlatıyor. Gerçekçi olalım: Dünyadaki birçok sektörde cinsiyet ayrımcılığı konusunda gelişme var. Beklenen de bu. Daha da önemlisi - olması gereken bu. Fakat henüz NBA bu duruma gelemedi çünkü taraftarlar bununla ilgili olur olmaz konuşabiliyor. Sadece ''spor'' olduğumuz için mi?
Umarım değildir.
Umarım, NBA sadece bir ''spor ligi'' olarak anılmaktan tatmin olmaz.
Geçtiğimiz hafta gördünüz mü bilmiyorum, Phoenix Suns NBA tarihinde bir ilki gerçekleştirerek Avrupalı bir koç - Igor Kokoskov'u - başantrenör olarak görevlendirdi.
Her şekilde, bu ligimiz için güzel bir haber. Fakat kişisel olarak söylemeliyim ki: Bu benim için özel bir andı. Draft edildiğimden bu yana 17 yıl geçti ve hala o zaman hakkımda yapılan yorumları hatırlıyorum. - Bu çılgınca, bir Avrupalı oyuncuyu 3. sıradan draft etmek mi? İlk turda belki olabilir. Yetenekli bir çocuk. Fakat ilk beşten mi? İlk beş.. Bir franchise oyuncusu ararken mi.. Liderlik özellikleri olması gereken birini. Bu Avrupalı oyuncular çok yumuşak. Hayır, bu çocuğu 3. sıradan seçemezsiniz. -
Ve beni tabii ki 3. sıradan seçtiler. Şimdi, Avrupalı oyuncuların hep üst sıralardan seçildiğini görüyoruz. Bu artık çok normal. Bu yıl, belki de Luka Doncic 1. sıradan seçilecek, kim bilebilir.
Bu, koçlar için de aynı. İlk başta ligde hiç yabancı asistan koç yoktu. Sonradan bazı yenilikçi takımlar bunu yapmaya başladı ve başarılı oldular. Daha sonra diğer ekiplerin de onları takip ettiğini görebiliyoruz. Ve şimdi, Igor Suns'ın yeni başantrenörü.
Igor ile Becky'i kıyaslamıyorum, bu ikisinin aynı şey olduğunu düşünmüyorum. Sadece güzel bir şey olduğunu düşünüyorum, NBA daha büyük bir dünyaya etki ediyor. Çünkü bu dünya büyük bir dünya, öyle değil mi? Yeni ve anlamlı bir şey için ufkunuzu genişletebiliyorsanız, bu sizi sadece daha iyi bir insan yapabilir.
Bu ligin böyle önemli konularda öncülük etmesi ile gurur duyuyorum. Siyahi insanlar ile ilgili durumlarda biraraya gelebildiğimizi gördüğümde, DeMar ve Kevin'ın duygusal bir konuda seslerini duyurmak istemesini, Adam Silver'ın LGBTQ ile ilgili konuşmasını gördüğümde, Steph ve LeBron gibi oyuncuların inandıkları şey konusunda savaşan MVPler gördüğümde, ve tabii ki Bucks'ın gerçekten hakeden - erkek ya da kadın - bir asistan koç ile başantrenörlük ile ilgili görüşmesini gördüğümde sadece gurur duyuyorum.
Bana göre bu lig bir aile. Ve aile olabilmek için de en önemli şey birbirinize karşı eleştirel olabilmenizdir. Birbirinize karşı gerçekten olan şeyi söyleyebilirsiniz. Çünkü günün sonunda bilirsiniz ki bu sadece sevgidir.
Şimdi NBA aileme bir şey söylemek istiyorum. Böyle güzel işler yapmaya devam edelim. Gururlanalım.
Fakat aynı zamanda da tatmin olmayalım.
Tek bir protesto ile bu ülkedeki ırksal eşitsizliğie çözüm üretemeyiz. Bir gösteri ile LGBTQ hareketi için her şeyi yapmış olamayız. Ve sadece bir koç ile görüşme yapmak da cinsiyet ayrımcılığını çözdüğümüz anlamına gelmez.
Daha kayıtsız bir lig, tüm başarılara ulaştığını söyleyebilir ve rahatlıkla başardık, bitirdik diyebilir. Fakat NBA kendi halinde ve kayıtsız bir lig değil.
Bu muhteşem bir lig.
Ve bana göre, muhteşem bir lig şunu söyleyebilir: uzun bir yol katettik ve büyüme gösterdik.. fakat hala yapacak çok şeyimiz var. Muhteşem bir lig şunu söyler - bu bir süreç ve biz henüz bitiş noktasına gelmedik.
Bekleyip görelim. Daha yeni başlıyoruz.
Pau Gasol
Barcelona dışında, işinde başarılı iki kişinin oğlu olarak büyüdüm. Babam bir hemşire, annem ise bir doktordu. Doğal olarak, tüm zamanımı basketbola vermeden önce liseden sonra bir yılımı tıp okulunda geçirdim. Bazen eğer tıp okulunda kalsaydım ve ebeveynlerimin izinden gitseydim ne olurdu diye düşünüyorum.
İnsanların çoğu zaman babamın doktor, annemin de hemşire olduğunu düşünerek karıştırdığını hatırlıyorum. Aklımda kalacak kadar çok. Bana göre, annem çok başarılı bir doktordu. Fakat beni yanlış anlamayın: Babamın da işini ve başarılı olmasını yadsımıyorum. Onunla da her zaman gurur duydum. Fakat, annem çok daha sıkı bir okul ve programa girmişti ve bu yüzden daha ön plana çıkan bir işi vardı. Bu hiçbir şekilde garip ya da bir yargılama olarak anlaşılmasın. Bu sadece gerçeklerdi. Bu yüzden bunu hiç iki kez düşünmedik.
Kardeşlerim ve ben bize sunulan bu standardı hep takdir ederek büyüdük.
Şimdi, bir yetişkin ve yakın gelecekte ebeveyn olacak biri olarak bu standartlar ile büyütülmenin ne kadar büyük bir şans olduğunu anlıyorum. Bu soruyu sormaya değecek bir standart - bu işiniz için doğru bir insan olup olmadığınız ile ilgili değil, bu işiniz için ne kadar donanımlı olduğunuz ile ilgili.
37 yılda dürüstçe şunu söyleyebilirim ki, hiçbir zaman annemin ''kadın'' bir doktor olduğunu düşünmedim.
Bana göre, o her zaman sadece bir doktordu.
Aynı zamanda da mükemmel bir doktor.
Size ebeveynlerimden bahsetmemin sebebi, hikayelerinin bana şu anki NBA'i düşündürmesi. Belirli olarak söylemek gerekirse de 72 yıllık lig tarihinde hiç kadın bir koç olmamış. Daha da spesifik olarak, bu hikaye bana Becky Hammon'ı düşündürdü: bu sıralar çok fazla konuşulan ve San Antonio'da çalışma fırsatı bulduğum koç.
Fakat, bunu eğer Becky'nin NBA'de başantrenör olabilecek bir kadın olup olmadığını tartışmak için yazdığımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu kısmı çok açık: ilk olarak elit bir oyun kurucu zekası olan iyi bir oyuncuydu. İkincisi, basketbolun en iyi koçlarından biri için başarılı bir asistan koç. Daha neye ihtiyacınız var? Fakat söylediğim gibi, burada bunu tartışmayacağım. Bana göre, NBA takımlarının onu başantrenör olarak düşünmemesi ilginç olurdu.
Burada yapmak istediğim şey, Koç Hammon'ın adaylığı ile ilgili bazı saçma söylemleri ve tartışmaları konuşmak.
En çok gördüğüm argüman da karşı çıkması en kolay olan: Basketbolun en üst seviyede oynandığı bir yerde bir kadın erkeklere koçluk yapamaz. ''Evet, kadın koçlar kadınlar ligi ya da WNBA'de koçluk konusunda başarılı'' diye sürüyor bu argüman. ''Fakat NBA? NBA farklı.''
İlk olarak size şunu söylemeliyim: Eğer bu tartışmayı üst seviyede basketbol oynamış biri ile yapıyorsanız, cahil görünürsünüz. Aynı zamanda buna çok da basit bir cevabım var. 17 yıldır NBA'de basketbol oynuyorum. 2 şampiyonluk kazandım. Jenerasyonumun en iyi oyuncuları ile oynadım. Spor tarihinin en keskin zekalı kişileri altında oynadım - Phil Jackson ve Gregg Popovich. NBA'in erkek koçları seviyesinde koçluk yapacağını söylemiyorum. Becky Hammon'ın NBA'de koçluk yapabileceğini söylüyorum. Bu kadar.
Parmak bastığım noktayı tasvir edebilmek adına size kısa bir hikaye anlatacağım. Bu yıl, birkaç ay önce bir antrenmanda Dejounte Murray ile pick n roll oynuyordum. Bu standart bir oyun çeşidi idi ve sadece ikimiz oynuyorduk: Perde yapıyordum ve ardından ya dışarı çıkıp şut atıyorum ya da içeri devriliyorum. Dışarı çıktığımda Dejounte bana göğüs pası atıyordu. Eğer devrilirsem de bounce pas. Söylediğim gibi bu standart bir oyun çeşidi - bunu milyon kez yapıyoruz.
Bunu yaparken, Koç Hammon bizi durdurdu. Koç Hammon, Borrego ve Messina yanımıza geldi ve Becky Dejounte'ye ''D.J., O.K. - bounce pasın? Çok düşük seviyede. Pau'ya tam topu alması gerektiği yerde atmalısın. Bunu tekrar yapın.'' dedi. Sonra, grup olarak topa tam olarak nerede ihtiyacım olduğunu konuştuk ve birkaç deneme yaptık. Bu şekilde, basketi daha rahat şekilde bulabildim. Bu oyunu birkaç kez tekrar ettik. Dejounte her zaman olduğu gibi bunu çok çabuk çözdü ve sonunda oturtabildik.
Bu an benim hafızamda yer etmişti. Sadece, Becky'nin oyun bilgisi seviyesi.. ne demek istediğimi anladınız mı?
Köşeden küçük bir detayı yakalamıştı ve sorunu algılayarak çözüm üretmişti. Sadece bu da değil, aynı zamanda ihtiyacımız olanı bulabilmek için birbirimizle iletişim kurmuştuk. Özellikle NBA seviyesinde takım üyelerinin birbiri ile iletişiminin ne kadar önemli olduğunu da hatırlatıyor bu.
Gördüğüm bir diğer argüman da şu - belki bir öncekinden daha aptalca olabilir - Spurs için iyi bir PR olarak görüldüğü için Becky'nin şu anki pozisyonunda olabildiği.
Ne?
Çok ciddiyim: Ne?
Hayır. Burada NBA'den bahsediyoruz - çok fazla paranın döndüğü bir işten bahsediyoruz. Aynı zamanda da San Antonio Spurs'ten yani en başarılı NBA takımlarından biri hakkında konuşuyoruz: Hall of famer oyuncular - Tim Duncan, David Robinson, Manu Ginobili, Tony Parker -'ın bulunduğu bir franchise'dan. Üst üste 18 kez 50+ maç, 20 yılda 5 şampiyonluk kazanmış bir kulüp.
Koç Pop'ın gerçekten ekibini oyuncularını geliştirmekten öte bir şey için kurabileceğini düşünüyor musunuz? Tabii ki hayır.
Pop'ın tek standardı, bize bir şekilde yardımcı olmak .. ve bu iyi bir PR değil.
Galibiyetler almak. Ve bu galibiyetleri de Spurs tarzında almak.
Bir şey daha. Buraya dahil etmek için fazla aptalca olabilir fakat aynı zamanda çok da önemli. Bu lig ile ilgili daha büyük bir penceren bakmama ve son zamanlarda çok da düşünmeme sebep olan bir şey.
Eğer NBA'de bir kadın koç olursa, ''soyunma odasında bir uygunsuzluk'' yaşanacağına dair.
Belki bunu okurken kendi kendinize gülüyorsunuz. Bunu anlayabiliyorum. Çünkü komik. Fakat, bir dakikalığına ciddi şekilde düşünmenize değer - insanların bunun hakkında konuşabileceği kadar utanç verici bir şey bu.
İlk olarak, bu bir efsane. Bana biraz zaman verin. Bunun hakkında bir şey söylemeye bile gerek yok. Oyuncular soyunma odasında belli bir bölgede giyiniyor, koçlar da belli bir bölgede. O.K.? Ve evet, koçlar arasında da Becky'nin kendine ait bir yeri var. Bu, erkek koçların giyinirken oyuncular ile aynı alanı paylaştığını düşünmek ile ilgili değil. Böyle bir şey zaten olmuyor. Kişisel tecrübelerime dayanarak size şunu söyleyebilirim ki, bu nokta düşünmeye değer - söylediğim gibi, bu sadece komik. Arkaplanda ve soyunma odasında, erkek ya da kadın koça sahip olmak hiçbir şeyi değiştirmez.
Fakat aynı zamanda, insanlar bunu tartışırken biraz daha derine indiğini düşünüyorum - beni rahatsız eden bir noktaya gittiğini. Sosyal farkındağımızı arttırmak amacı ile çeşitlilik ve eşitlik konularına karşı çabalıyoruz ve bu argüman sporun bir istisna olduğunu düşünmek gibi bir şey.
NBA'de ''soyunma odası'' durumları ya da başka sebeplerden dolayı bir kadın koça sahip olmamamız gerektiği konusunda birçok argüman ve hatta şakalar yapıldığını görüyorum. Bu, bana sadece ligde ne kadar çok yol katetmiş olursak olalım hala yapacak birçok şey olduğunu hatırlatıyor. Gerçekçi olalım: Dünyadaki birçok sektörde cinsiyet ayrımcılığı konusunda gelişme var. Beklenen de bu. Daha da önemlisi - olması gereken bu. Fakat henüz NBA bu duruma gelemedi çünkü taraftarlar bununla ilgili olur olmaz konuşabiliyor. Sadece ''spor'' olduğumuz için mi?
Umarım değildir.
Umarım, NBA sadece bir ''spor ligi'' olarak anılmaktan tatmin olmaz.
Geçtiğimiz hafta gördünüz mü bilmiyorum, Phoenix Suns NBA tarihinde bir ilki gerçekleştirerek Avrupalı bir koç - Igor Kokoskov'u - başantrenör olarak görevlendirdi.
Her şekilde, bu ligimiz için güzel bir haber. Fakat kişisel olarak söylemeliyim ki: Bu benim için özel bir andı. Draft edildiğimden bu yana 17 yıl geçti ve hala o zaman hakkımda yapılan yorumları hatırlıyorum. - Bu çılgınca, bir Avrupalı oyuncuyu 3. sıradan draft etmek mi? İlk turda belki olabilir. Yetenekli bir çocuk. Fakat ilk beşten mi? İlk beş.. Bir franchise oyuncusu ararken mi.. Liderlik özellikleri olması gereken birini. Bu Avrupalı oyuncular çok yumuşak. Hayır, bu çocuğu 3. sıradan seçemezsiniz. -
Ve beni tabii ki 3. sıradan seçtiler. Şimdi, Avrupalı oyuncuların hep üst sıralardan seçildiğini görüyoruz. Bu artık çok normal. Bu yıl, belki de Luka Doncic 1. sıradan seçilecek, kim bilebilir.
Bu, koçlar için de aynı. İlk başta ligde hiç yabancı asistan koç yoktu. Sonradan bazı yenilikçi takımlar bunu yapmaya başladı ve başarılı oldular. Daha sonra diğer ekiplerin de onları takip ettiğini görebiliyoruz. Ve şimdi, Igor Suns'ın yeni başantrenörü.
Igor ile Becky'i kıyaslamıyorum, bu ikisinin aynı şey olduğunu düşünmüyorum. Sadece güzel bir şey olduğunu düşünüyorum, NBA daha büyük bir dünyaya etki ediyor. Çünkü bu dünya büyük bir dünya, öyle değil mi? Yeni ve anlamlı bir şey için ufkunuzu genişletebiliyorsanız, bu sizi sadece daha iyi bir insan yapabilir.
Bu ligin böyle önemli konularda öncülük etmesi ile gurur duyuyorum. Siyahi insanlar ile ilgili durumlarda biraraya gelebildiğimizi gördüğümde, DeMar ve Kevin'ın duygusal bir konuda seslerini duyurmak istemesini, Adam Silver'ın LGBTQ ile ilgili konuşmasını gördüğümde, Steph ve LeBron gibi oyuncuların inandıkları şey konusunda savaşan MVPler gördüğümde, ve tabii ki Bucks'ın gerçekten hakeden - erkek ya da kadın - bir asistan koç ile başantrenörlük ile ilgili görüşmesini gördüğümde sadece gurur duyuyorum.
Bana göre bu lig bir aile. Ve aile olabilmek için de en önemli şey birbirinize karşı eleştirel olabilmenizdir. Birbirinize karşı gerçekten olan şeyi söyleyebilirsiniz. Çünkü günün sonunda bilirsiniz ki bu sadece sevgidir.
Şimdi NBA aileme bir şey söylemek istiyorum. Böyle güzel işler yapmaya devam edelim. Gururlanalım.
Fakat aynı zamanda da tatmin olmayalım.
Tek bir protesto ile bu ülkedeki ırksal eşitsizliğie çözüm üretemeyiz. Bir gösteri ile LGBTQ hareketi için her şeyi yapmış olamayız. Ve sadece bir koç ile görüşme yapmak da cinsiyet ayrımcılığını çözdüğümüz anlamına gelmez.
Daha kayıtsız bir lig, tüm başarılara ulaştığını söyleyebilir ve rahatlıkla başardık, bitirdik diyebilir. Fakat NBA kendi halinde ve kayıtsız bir lig değil.
Bu muhteşem bir lig.
Ve bana göre, muhteşem bir lig şunu söyleyebilir: uzun bir yol katettik ve büyüme gösterdik.. fakat hala yapacak çok şeyimiz var. Muhteşem bir lig şunu söyler - bu bir süreç ve biz henüz bitiş noktasına gelmedik.
Bekleyip görelim. Daha yeni başlıyoruz.
Pau Gasol